Sevgili dostlar;
Son zamanlarda kadına şiddetin, tecavüzlerin, kadın cinayetlerinin, öldürülmelerinin ve yakılmalarının arttığını günümüz Türkiye’sinde yaşanaları hayretler içerisinde hep birlikte izlemekteyiz.
Peki bu kadınlar kimlerdir? Benim, senin, onun, bizim, sizin, onların hatta hepimizin anaları, bacıları, ablaları, kızları, halaları, teyzeleri, yengeleri, nineleri…Bu tür pislikleri yapanlar ile yapana yardım ve yataklık edenlerin kendi ailelerinden birine veya birkaçına bunlardan sadece bir tanesi yapılmaya kalkışılsa acaba bunu nasıl karşılarlar? Bu tür pislik işlerle uğraşan pisliklerin inanın ben adını bile koyamıyorum.
Bu ne vicdansızlık, bu ne şerefsizlik, bu ne sapıklık, bu ne ahlaksızlık… Bizim kültürümüzde evli çiftlerden erkek olanı eşinin yanında pek çok kez yeniden evleneceğini, daha güzel, daha zengin birini bulacağını defalarca söyler. Kadıncağız hiç sesini çıkarmaz.
Bir defasında laf olsun diye şakadan ‘ben de yakışıklı, beyefendi bir erkek bulup evleneceğim’ dediğinde ise kıyamet kopar. Adam karısının şakadan söylediği bu cümleyi bile hazmedemez, kıskanç hareketlere ve söylemlere girişir.
O halde ‘’İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır.’’ atasözünü aklımızdan çıkarmamamız gerekir. Kız çocuklarını eğitim ve öğretim için okula göndermeyen bir baba ya da kocanın kendi karısı, kız çocuğu veya bir yakını doğum yapacağında bayan doğum doktoru arayanlara ne demeli?
Kadınlarımız çocuklarını 9 ay, 10 gün karnında taşıyarak doğuran, onları sevgiyle, şefkatle büyüten, yemeyip yediren, içmeyip içiren, giymeyip giydiren, gezmeyip gezdiren, arkalarında kale misali duran, eğiten ve öğreten ilk öğretmenimizdir.
Kadınlarımız gerektiğinde çocukları için siper olan, aç kalan, açıkta kalan ama gururundan, onurundan, namusundan asla taviz vermeyen, çocuklarını eli kınalı askere gönderen, şehit olduklarında hiç ağlamayan, ‘’Siz Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz.” Bakara / 154. Ayet mealine inanan, yılmayan, yıkılmayan, gerektiğinde cepheye silah ve yemek taşıyan sizler; aslında bu dünyaya dövülesiniz, sövülesiniz, tecavüze uğrayasınız, öldürülesiniz hatta yakılasınız diye yaratılmadınız.
Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de her şey apaçık ortadadır. Yaradan’ın neyi haram, neyi helal kıldığı, bunların hudutları bellidir. Rabbimiz suç işleyenlere gereken cezasını gerektiği şekilde mutlaka verecektir.
Son günlerde haince bir saldırı sonucunda kaybettiğimiz ,acılarını kalbimizin en derinliklerinde hissettiğimiz Mersin Tarsus’ta öldürülüp yakılan Özgecan ASLAN’ı burada anmak yerinde olacaktır.
Kendisine Allah’tan (C.C.) rahmet,kederli ailesine ve miletimize başsağlığı dilerim.Allah acılı ailesine sabırlar versin,Rabbim kimseye evlat acısı göstermesin.
Geçtiğimiz günlerde Ege Üniversite’sinde PKK yandaşlarınca bıçaklanarak şehit olan Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü 4.sınıf öğrencisi Fırat Yılmaz ÇAKIROĞLU’nun muhterem annesi Özlem ERDEM ‘e başsağlığı diler bu vesileyle canını bu ülkenin bölünmez bütünlüğü ,birlik ve beraberliği için feda etmiş tüm şehitlerimizin annelerine de şükranlarımızı sunarım.
Bu ülkenin tüm evlatları sizin evladınızdır. Kadınlarımız en güzel yerlere, en güzel hizmetlere, en güzel görevlere layık kişilerdir.
Bu millet sizlerin içinden memur, şef, müdür yardımcısı, müdür, bölge müdürü, genel müdür, daire başkanı, kurum başkanı, hemşire, doktor, doçent, profesör, öğretmen, avukat, savcı, hakim, mühendis, veteriner hekim, il genel meclis üyesi, belediye meclis üyesi, belediye başkanı, milletvekili, bakan, hatta başbakan olanını gördü.
Kardak Kayalıkları için dünyayı titreten başbakan da içinizden biri. Sizlerle gurur duyuyorum. Şu kadınlar var ya… Eli öpülesi kadınlarımız sizler bizim baş tacımızsınız. Sizlere minnettarım. Bu nedenle aslında hergün kutlanması gereken, dünyada her yıl 8 Martta kutlanan ‘’Dünya Kadınlar Gününüzü yürekten kutluyorum.
Selam, sevgi ve saygılarımla.
