İBRAHİM YILDIZ

İnsanların Güvenini Kaybetmeyin...

İBRAHİM YILDIZ

Sevgili dostlar,

Komşuluk ilişkilerinin yaklaşık sıfıra indiği şu günlerde ben sadece kendi komşularımla olan ilişkilerin zayıf olduğunu düşünüyordum. Ancak durum hiç de öyle değilmiş. Derler ya: “İnsanlar konuşarak,  hayvanlar koklaşarak anlaşırlar” diye. Zaman içerisinde insanlarla konuşarak aynı sorunların pek çoğumuzun ortak sorunu olduğunu anlamış bulunmaktayım. Aynı blokta sekiz, aynı sitede yirmi dört, aynı adada ise yüz otuz altı aile ikamet etmekteyiz. Acaba kaç aileye girip çıkıyoruz? Ya da kaç aile bize girip çıkıyor? Özellikle şehirde ikamet edenler alt komşuyu, üst komşuyu, karşı komşuyu veya yan bloktaki komşulardan kaçını tanıyoruz? Tanısak bile ilişkilerimiz ne safhada? Sizlerin de “Biz de tanımıyoruz” dediğinizi duyar gibi oluyorum. Oysa Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) bir hadisinde, “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” demiş ise de sizce kaç kişimiz komşumuzun aç ya da tok olduğundan haberdarız? Acaba kaç tane komşumuza güveniyoruz? Dahası kaç tane komşumuz bize güveniyor? Yan komşumuzda cenaze oluyor. Cenaze otobüsünü gördüğümüzde veya camide okunan sala ile mahalleler arasında araçla yapılan anonstan duyduğumuzda öğrenebiliyoruz. Hastalık, sağlık, düğün, doğum, ölüm hepimiz içindir. Acaba bu tür zamanlarda kaç tane komşunuzun kapı ziline basabilirsiniz?

Müsaadenizle bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bundan altı buçuk yıl kadar evvel kızımı evlendirdim. Evimde yemek verdim, düğün salonunda da balosunu yaptık. Kendi sitemizden bazı aileler düğünümüzün ne yemeğine ne de balosuna iştirak etmemişlerdir. Ben buna alınmıyorum. Düğüne katılmamış veya katılamamış olabilirler. Katılamayanların gerçekten mazeretleri olduğundan katılamamışlardır, diye düşünüyorum. Ama düğünden sonra mazeret beyan ederek: “Hayırlı olsun komşum. Şu mazeretimden dolayı düğüne katılamadım”  diye söylemiyorsa o ailenin bilinçli katılmadığı anlaşılıyor. Sağ olsunlar, var olsunlar  eş, dost ve akrabalarım, hemşerilerim, mesai arkadaşlarım ile bizi sevip sayan komşularım ayrıca birbirinden değerli dostlarımla düğünümüz dolup taştı. Bizleri yalnız bırakmadılar. Fakat neyi öğrendim biliyor musunuz? Atalarımız boşuna söylememiş; “Ev alma, komşu al”  diye. Yani beklediğinizi bulamıyorsunuz.

Aslında komşulukta güvenilir olmak önemli bir unsur. Bana ne komşudan diyemezsiniz. Hepimiz başımız sıkıştığında eşimizi ve çocuklarımızı emanet edebileceğimiz dostlar ve komşular ararız. Yakın komşularımız da aynı arayışı bizler için düşünürler. Komşumuzun biri evini yanlış birine kiraya vermişti. Detaya girmek istemiyorum. Kiracı evi boşaltıncaya kadar geçen sürede site olarak pek çok sıkıntı yaşadık. Boşuna söylenmemiş. “Komşu komşunun külüne muhtaçtır” diye. 

Peki, komşular arası iletişimin zayıflığı sizce neden?  Bana sorarsanız, Televizyonda beş yüzün üzerinde kanal, son sistem cep telefonu, tablet, laptop, diz üstü veya masa üstü bilgisayar, sınırsız internet, bin mesaj bedava, pek çok evde mevcut!... Facebook,  whatsApp, instagram, twitter, Outlook, fotoğraflar, videolar daha neler olduğu saymakla tükenmiyor. İnsanlar bu güzellikler varken ne yapsın komşuyu?

Bizler ar’lı insanlarız, arsızlığı bilmeyiz, hırlı insanlarız hırsızlığı bilmeyiz. Komşularımızdan da aynı temizliği ve titizliği bekleriz. Televizyon reklamlarında pek çoğunuz izlemişsinizdir. Alman BOSCH firmasının sahibi Robert BOSCH diyor ki: “İnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim.” Ben ise bu az gelir diyerek; “İnsanların güvenini kaybetmektense her şeyimi kaybetmeyi tercih ederim” diyorum. Sizlerin de öyle olduğunuza  inanıyorum. Rabbim C.C. hepimize hayırlı komşularla, adam gibi adamlarla komşuluk yapmayı nasip etsin. İnsanların güvenini kaybetmeyin.

Hepinize selam, sevgi ve saygılarımla!...

Yazarın Diğer Yazıları