Menemen Önemli Tabi! - HAMZA ATLI

Menemen Önemli Tabi!


Bildiğiniz menemenden bahsediyorum.
Yemek olandan...
Başlık menemen olunca çoğu okurun aklına 1930'lu yıllarda yaşanan "Menemen olayı" gelmiştir bile...
Tarih sayfalarında "Menemen İsyanı" diye geçer.
Neyseee...
Fazlaca malûmat verip esastan kopmak istemiyorum.
Ama siz yine de yeni rejime karşı şeriat yanlısı gençlerin başlattığı tarihi hadiseye de vaktiniz olursa göz atın derim...
Avukat dostum Saygun Çelebi tanıdığım onlarca avukat arasından tabiri caizse "en dişlisi".
Hayata bakış açısına gıpta ettiğim nadir insanlardan...
Kendini her konuda geliştiren, ciddi bir hitabı ile birlikte kalemi de kuvvetli olan çok yönlü bir insan...
Kalem ve kelamın, ilimle birlikte vücut bulmuş hali dersem abartmış olmam.
Kendisini "araştırmacı-yazar" olarak bilen ciddi bir kitlesi de var.
(Bu kadar tanıtım ve övgüden sonra sanırım Saygun abi en kötü ihtimalle bir yemek ısmarlar:)
Yazımın gerisi gerçek bir menemen hikâyesi...
Üstelik Saygun abinin kaleminden;
-2006 senesiydi. Yüksekovalı müvekkiller yüklü miktarda eroini yurt dışına geçirmek isterken yakalanmış, felleğin sillesi biraz daha hafif olsun diye avukatları olarak bana yine istanbul dgm yolu gözükmüştü. 
Her duruşma ayrı bir curcunaydı. Beşiktaş dgm çevresi 30, 65 ve 34 plakalı mersedeslerden, land cruselerden geçilmiyordu. Tabi narkotik ve organize şubede o günler belki birilerini oltalarız diye stand açıyordu. 
Yine böyle bir duruşma günü yanıma otuzlu yaşlarda biri geldi. Volta şekli yürüyüşünden cezaevinde uzun süre kaldığını, yanıma yaklaşınca burundan aldığı hırıltılı nefesten eroinden yattığını anladım (Bizim meslek böyledir, hele ceza ağırlıklı çalışırsanız insan sarrafı olursunuz.)
Benim müvekkillerin uzaktan akrabasıymış, dava hakkında konuştuk. Ona kaç yıl yattın diye sordum. 
"Ben imalathane yakalattım Yüksekova'da. Diyarbakır'da on iki yıl yattım" dedi. Sonra bir yarım nefes aldı. 
"Avukat bey biliyor musun, yattığım on iki yıla hiç yanmıyorum da, yakalandığımız gün menemen yapmıştık, imalathanenin yukarısındaki tepeden koyunlarını geçiren çobanı -adam gördü canı çeker- diye menemene davet ettik, adam -abi koyunları toplamak zor, size afiyet olsun, ben yoluma gideyim- demesine rağmen zorlada olsa kendisini ikna ettik, tam sofraya oturduk, daha lokma banmadan jandarma baskın yaptı. Sonra mahkemeler uzadı gittiiiii, o çoban da bizimle tam on iki sene yattı. Üstüne üstlük koğuşta her öğlen menemen yapılırdı ve adamı zorla davet ederlerdi. Her öğün menemen adama küfür gibi olurdu... Vallah hiç kendime yanmadım ama o çoban var ya o çoban, onun yattığı 12 sene bana 120 sene gibi geldi" dedi.
Dedim 'peki şimdi nerde o çoban?' 
Yine cezaevinde dedi. 
E adam sizle beraber çıkmadı mı diye sormadan kendisi cevapladı.
"Tahliye olduktan sonra yine aynı dağda çobanlığa başladı. Bir süre sonra başka bir imalathanenin önünden geçerken Afgan çalışanlar  gel menemen yaptık, misafirimiz ol diye bunu davet etmişler. Bu da 'gelmem, menemen için zorla oturtanında ...' deyince mevzudan habersiz ve dil sorunu olan Afganlar bizim anamıza küfretti diye buna saldırmışlar. Bu da karşılık vermiş, üç Afganı tarumar etmiş, adamların kırılmadık kemiği kalmamış. 
Allah'tan ölmemişler ama bizimkine yedi sene vermişler. Şimdi onu yatıyor garip" dedi.
Az evvel tv de menemen nasıl olur diye bir haber denk gelince bu hikaye aklıma geldi durduk yere...
Ve şuna karar verdim. 
En güzel menemen yenmeyen menemendir :)

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
23Nis

Hortum Belediyeciliği!

19Nis

Hoşgeldin Sami Başkan!

15Nis

Bu Dünya Bu Kadar İşte!

09Nis

BİZİ ANCAK İSLAM PAKLAR!

29Mar

SOYLU BİR ÖFKE!