Kuzey Kuşak Ölüm Yolu!

Kuzey kuşak çevre yolu yaptık diye övünen muktedirler!
İnsanlara ölüm yolu inşa ettiler.
Her işleri yarım yamalak...
Ne yapsalar ellerine bulaştırıp, şovlarını ve reklamlarını çok iyi yapan belediye reisleri!
Şehreminiz diye övünenler...
Yazıyı iyi okuyun!
Ahirette bu milletin iki eli yakanızda bilesiniz!
İşlerinizi "bugün dünya, yarın ahiret" şuuruyla inşa ediniz!
Hesap var...
Ölümlü dünya...
Malatya lokantacı esnaflarından Ramazan Özcan aradı.
Bunu yazmam gerektiğini söyledi.
Tam da yazılması gereken türden...
Kuzey kuşak ölüm yoluna hoş geldiniz!
Bu yolda ölmek, yaralanmak veya maddi hasarlı trafik kazasına karışmak çok olağan!
Oldukça sıradan...
Taştepeden inerken Toki konutlarını geçince "olmayan kavşakta" kaza yapan kaç araçla karşılaştınız?
O yolu sık kullanmayan biri olarak ben iki kez kazayla karşılaştım!
Bir kez  de bizzat kendim kaza atlattım!
Ne levha var, ne de ışık!
Dayı oğlum uyarmasa kamyonun altında kalacaktım!
Belki de bu satırları yazamayacaktım!
Dolmamış vademizi doldurtacak bu reklamseverler!
Ancak şov peşindeler!
Bilboardlara verdikleri emeğin(!) yarısını şu ölüm saçan, Azrail'in kol gezdiği, kelle koltukta yolculuk yapılan alanlara verseler...
Herşey ne kadar da güzel olur değil mi?
Gaza geldim...
Ramazan abiyi unutuyordum.
Affola...
Ramazan abi benzer bir manzaranın yine Orduzu tarafında olduğunu, hemen her gün bir kaza ile karşılaştığını ifade etti.
Hatta geçen günki kaza ölümle neticelenmiş!
Ne uğruna?
Ne için?
Bir insan kolay mı yetişiyor ha?
Bu ölen muktedirlerin canından bir parça olmadıkça galiba öyle...
Garibanın ne dirisi kıymetli, ne de ölüsü!
Veryansın etti Ramazan abi.
Her gün ödümüz kopuyor dedi.
Yazık, günah değil mi?
Her seçimde misliyle desteği muktedirlere bunun için mi verdiler?
İnsanlar ölsünler diye mi?
Bu ne başı boşluk...
Bu ne sahipsiz memleket?
Bir kavşağı, bir ışığı "taştepe" diye mi fazla görüyorsunuz?
Lordlar kullanmıyor ne de olsa...
Garibin canı cehenneme(!) öyle mi?