Yüce dinimizin "mazlumun dini dahi sorulmaz" kaidesiyle yazıma giriş yapmak istedim.
Dostlar...
Hepiniz gibi ben de Alparslan Kuytul ve cemaatini sosyal medyadan, twitter gibi alanlarda gündem oluşlarından, aksiyonlu eylemlerinden, yürüyüşlerinden vs. tanıyorum.
Kendilerini "Furkan Gönüllüleri" diye tanıtan bu ekibi hepiniz gibi merak ediyordum.
Adana ziyaretimde kendileri ile tanışmak için gittim. Kim bunlar? İn mi? Cin mi? Dertleri nedir? Ne düşünürler? Neden sürekli gündemdeler? Ne derece samimiler? Bu tarz soruları kendime hep sordum. Çoğu insan gibi yalan, iftira, medyadaki safsata ve hurafelerle adamları tanımak istemedim!
Biliyor ve inanıyorum ki medyanın ak dediği çoğu kez kara çıkmış, devlet ve milletimiz birçok konuda defalarca yanılmış ve hatta aldatılmıştır!
Aldanmamak veya aldatılmamak için gittim...
Abidinpaşa caddesinde bulunan Kardeşler Kitabevi'ne uğrayıp "Alparslan Kuytul beyle görüşmek istediğimi" ifade ettim. Vakıf binaları kapatıldığı için kendisinin dergide olabileceği, oraya gitmem gerektiğini söylediler. (Bu arada devletin vakıf binalarını kapatma girişimi cidden basiretsizlik! Neden diye sormayın. Adamları denetlemek mümkün olur mu? Gözünün önünde, ne yaptığını bildiğin, sözüm ona "tehlike" olarak gördüğün bir vakfın kapısına neden kilit vurasın? Merdiven altı daha mı güvenli? Ama gel gör ki basiretsiz adamlar sistemlerini dahi idare edemiyorlar!)
Neyse tekrar meseleme geleyim...
Gittim, mescid tarzı, yerleri halı döşeli bir daire. Girdim içeri, soldaki ilk odada kimse yok, ikinci oda da boş...
Üçüncü odanın kapısı açık, içeride iki kişi...
Biri Alparslan Kuytul Hoca, öteki de tanımadığım biri...
Ben Selam verecektim ki, "kimsin sen kardeşim, hayırdır" dedi. Adımımı içeri mi atsam, dışarı mı diye bocalarken kendimi tanıttım. "Malatya'dan geldim, sizi tanımak istiyorum" dedim. "Orda kimse yok mu" deyince iki kişi hemen geldi. Beni aldılar. Kardeşim Muhammed'de yanımdaydı. Bu iki arkadaş bizimle bayağı ilgilendi. Kendimi tanıtıp "görüşme talebimi iletin" dedim. Kabul etmişti. Cumadan sonra kendisiyle görüştüm. Kahve eşliğinde güzel bir sada oluştu aramızda. Hepiniz gibi önyargılarım da olsa hepsi kırıldı diyebilirim. Önyargılar put gibidir, onlara İbrahim olmak gerçekten zor! Ne mutlu kendi putuna İbrahim olabilene...
Alparslan Hoca, gördüğüm, anladığım kadarıyla İbrahimi bir tavır peşinde. Önceki gün ki sohbetinde de "benim yanlışım olursa eleştirin, cesur olun, Kuran ve Sünnete zıt bir davranışım olursa beni düzeltin veya terkedin" demiş.
Bunu herkes söylemez.
Odaları, dergi binaları, giyimleri, davranışları gayet sade...
Alparslan Hoca belki 50 tl'lik bir gömlek, 50-100 tl arası geniş kumaş bir pantolon, gayet de basit bir kemer takmıştı.
Talebeleri de farklı değil. Herşey sade, basit, vasat ve samimi...
İlgileri, davranışları nazik.
Hoca talebesine, talebe hocasına karşı gayet samimi. Talebeler veya hoca tutuklu olunca günlerce, yüzlerce insan sokakta yatıp kalkıyor, emniyet önünde eylem yapıyor. Birçok cemaate örnek olacak türden bir samimiyet...
Kahve geldi, getiren önce benim kahveyi bıraktı sonra onunkini...
Geri geri falan da çıkmadı.(Daha evvel ziyaret ettiğim çeşitli dergâh, dernek, tarikat gibi yerlerde aşırı hürmet, hatta tapınmayı andıran görüntülere şahit olmuştum. Çayı evvela şeyhe, dizleri üzerinde sürüne sürüne getirip, geri geri çıkmışlardı.)
Alparslan Hoca konuşunca kapıyı kapatmıyor, gerek duymuyor. Bana göre bunların tümü artı!
Kendisi devlete de millete de düşman değil. Bu vatanı seviyor. Hepimiz gibi kendisi de sistemi küfür sistemi olarak görüyor. Oy kullanmaya birşey demiyor, kimseyi kâfirlikle itham etmiyor. Camiye gidip imamın arkasında namaz kılıyor. Hatta sosyal medyadan paylaştığım fotoğrafa çok fazla mesaj, yorum vs. aldım. Biri "o hoca oy kullanmıyor, camiye gitmiyor" dedi. Adamlar pandemi sürecinde camide inziva için dünya kadar gündem oldular!
Cehalet işte...
İnsanlar araştırmaktan, okumaktan, zahmet edip bir ziyaret etmekten uzaklar...
Hayatımız önyargılarla örülü! Cehalet bir ağ gibi kuşatmış hepimizi...
Mevcut düzenle aran açıksa senden kötüsü yok! Her zulüm mübah!
Alparslan Hocaya sorduklarımı ve verdiği cevapları bir sonraki yazımda "ALPARSLAN HOCAYA ZULMEDİLİYOR MU?" başlığıyla yazacağım.
Vesselam...
