ZEKİ DAĞ

Yarın Ne Olacağını Bilmem ki...

ZEKİ DAĞ

Yarın ne olacağını bilmem ki… Derler ki yalancılar ve dedikoducular her zaman bilir, ama ben bilemem. Kimin yarın ne olacağını bilmem; ama onlar sanki her şeyi bilirler. Ben kendi yoluma bakarım, çünkü gittiğim yollar doğru yollardır. Bizim yolumuz, onların yolu gibi değildir. Hele hele bazı insanlar hâlâ yalancı ve dedikoducularla birlikteler; anlamış değiliz. Vay sizin halinize, vay size derim!

Bu tür insanların ne halde olduklarını bildiğiniz halde onlarla birliktesiniz. “Güzel olsun, sizin olsun” derler ya, öyle işte…

Bir zamanlar kendimizi bazılarının gözünde kıymetli sanmıştık. Meğerse sadece ihtiyaç duyduklarında, işlerine yaradığımızda kıymetliymişiz. Yalan ve dedikodu yapanların kapısına gidip gelenleri yeni anladık ama geç de olsa fark ettik. Olsun… Biz artık kimin ne olduğunu öğrendik.

Derdi ağır olanlar anlatmazlar dertlerini. Sadece bir köşeye çekilip yalnız kaldıklarında ağlarlar. Çünkü büyük acılar sessizdir, dilsizdir. Herkes kötülükten kâr eder olmuş; ben ise kendimi bildim bileli iyi niyetim yüzünden hep zarardayım.

Hayat bir deniz gibidir. Kimsenin rüzgârına güvenip yelken açma. Yoksa bir gün senin de yelkenini kendi rüzgârlarıyla şişirirler. Sanırım bazıları sizin yelkeninizi çoktan açmış bile… Bileğinin küreğinden, yüreğinin umudundan asla ayrılma. Doğruluk birdir, bunu unutma!

Gittiğim yoldan asla dönmeyeceğim. Çünkü gittiğim yolun doğru olduğunu görüyorum. O yolun sonu ölüm de olsa dönmeyeceğim, arkama bile bakmayacağım. Gittiğim yolun doğru olduğunu güzel dostlarımız bilir. Yeter ki yürüdüğün yol doğru olsun; Allah her zaman yardım eder. Doğru yolu olmayanlar, her zaman duvar diplerinde tek başına kalırlar.

Gittiğin yoldan eminsen, attığın adımlardan asla vazgeçme. Çünkü vazgeçenler yalnızca kaybedenlerdir, unutma!

Öyle insanlar gördüm ki; kendi menfaatleri ve egoları için güzel insanları satarlar. Bir gün gelir, kendilerini de satarlar. Hele hele karakter yoksa… Vay onların haline, vay!

Bazı insanlar sessiz kaldığında “korktu” sanmayın. Çünkü o sustuğunu sandığınız insanlar öyle şereflidir ki, öyle bir gün beklerler ki, siz bile şaşırırsınız. Burası Malatya… Herkes herkesi iyi bilir, iyi tanır. Bazen sustuklarında dua ederler, çünkü sessizliğin en iyisini bilen Allah’tır. Sakın unutmayınız, ey cahiller!

İnsanlar neden vazgeçer bilir misiniz? Mücadele etmek istemediklerinden değil… Mücadele ettiklerinde hiçbir şeyin değişmeyeceğini anladıkları için vazgeçerler. Cahiller ve dedikoducular ne bilsin ki… Onların yolu zaten bellidir.

Bir insanın değeri varlığında değil, yokluğunda belli olur. Yokluğu hissedilmiyorsa, varlığının da bir önemi yoktur. Bu yazılan sözleri bazı insanlar anlamaz. Çünkü doğruları söylediğinde rahatsız olurlar. Kendilerinin farkında bile değiller. Her yerde bir kapının anahtarı olmuşlar, bazı cahiller ve dedikoducular…

Güzel bir söze denk geldim:
“Susarak unutmayı, yaşayarak yaşamayı, güvenerek aldatılmayı ve severek kaybetmeyi öğrenmiş bir insan için yalnızlık dert değildir.”

Bu sözü yalnızca güzel insanlar anlar. Kuş beyinliler ne anlasın ki…
Yarınlar güzel olacak umuduyla yaşıyoruz. Ama kim bilir; yarın veya bugün biz olacak mıyız? Yeter ki sen doğru yoldan ayrılma. Güzel günler seni ve bizi bekliyor. Bizim ne lüks arabaya, ne yalana, ne de dedikoduya ihtiyacımız var. Doğru yol birdir. Allah bizi o yoldan ayırmasın, inşallah.

Başın dara düşmeden, yürek yara almadan, gündüzün kara olmadan kimseye “Bu benim dostumdur.” deme. Yoksa yanılırsın. Dostlarına karşı mahcup duruma düşme.

Yazarın Diğer Yazıları