ZEKİ DAĞ

Yalancılardan Dost Olmaz ki…

ZEKİ DAĞ

Bir Dostluk Muhasebesi

Dostluk deyince ilk aklınıza gelen nedir, hiç düşündünüz mü? Gerçek dostluğu tanımlamak kolay değildir. Herkesin diline pelesenk ettiği bir kavram olsa da, dostluk ne herhangi bir kelimedir ne de gelişigüzel bir ilişkidir. Çünkü dostluk emek ister, saygı ister, en önemlisi de dürüstlük ister.

Dost, iyi günde yanında olan değil, kötü günde sessizce omzunu omzunuza dayayandır. Öylece durur, laf etmez, ama varlığıyla size güç verir. "İyi dost, kötü günde belli olur" derler ya, işte o zaman anlaşılır kim dost, kim değil.

Şairin dediği gibi; kalbiniz ne kadar iyi olursa olsun, sonunda insanlara onların size davrandığı gibi davranmak zorunda kalırsınız. Ne acıdır ki bazen dost sandıklarınız, yüzünüze söyledikleri kırıcı sözler karşısında yüzünüz bile kızarmaz. Çünkü onlar, utanmayı bilmeyenlerdir. Ve unutmayın; yüzü kızarmayanlardan dost olmaz.

Bazı haklar helal edilmez. Bu dünyada kime hakkınızı helal edeceğinizi iyi bilmelisiniz. Hele ki mümin ve dürüst insanlara helal edilmeli haklar. Yalana, dolana bulaşmış, dini dahi çıkarı için kullanan insanlardan ne dost olur ne de düşman. Onlar hep ayak altlarında dolanır, bir gün dost, ertesi gün yabancı oluverirler.

İntikam almak gerekmez. Zira içi kötülükle dolu insanlar eninde sonunda kendi hayatlarını mahvederler. Dostluğu bilmeyen, güveni istismar edenler, yalnızlığa mahkûm olurlar. Ve siz güzel dostlarım, bir gün kahvenizi yudumlarken göreceksiniz; kim neymiş, kim değilmiş.

Cahillerden dostluk beklemeyin. Hele hele yalancıysa, yalanla dostluk kurulmaz. Çünkü bir gün gelir, sizi satarlar. Neden mi? Çünkü yenilerini bulmuşlardır. Onlar için dostluk da, vefa da geçicidir.

Bir gün gelecek; doğru söyleyenler yalanlanacak, yalancılar doğru sanılacak. Güvenilirler hain, hainler güvenilir gösterilecek. O yüzden kalp kırmamaya özen gösterin. Zira bir kalp kırıldığında, sesi duyulmaz. Cam gibi değildir; görünmez ama paramparça olur.

Herkes dostunuz gibi görünür; ama ancak yere düştüğünüzde kimin gerçek dost olduğunu anlarsınız. Gerçek dostluk, ayaklarınız yere sağlam bastığında değil, yere düştüğünüzde yanınızda olanlardır. Ve unutmayın, herkes dost olmaya layık değildir.

Üstat der ki: "Ateş düştüğü yeri yakar." Ama eğer kalbinde merhamet varsa, o yangını hissedersin. İnsanlar artık hakikatin peşinde değil, işine gelenin peşinde koşuyor. Dostluk ise öyle kolay kazanılmaz, öyle herkese verilmez.

Değer çok kıymetlidir, onu taşıyabilecek insanlara verin. Ederinden fazla değer verirseniz, değersiz insanlar bunu suistimal eder. Dostluk, cahillerin anlayamayacağı kadar ağır bir sorumluluktur.

Bazen insanın içinde bir şeyler kırılır, ne neşe kalır ne umut. Ve böyle anlarda anlarsınız; dostluk çok kıymetli, ama çok zor bulunan bir nimettir. Bu dünya yalanlarla dolu olabilir ama siz doğruluğunuzdan şaşmayın.

"Affet büyüklük göstergesidir" derler. Ama bu, her yalancıyı affetmek anlamına gelmez. Her şeyi bilerek ve isteyerek yapanları affetmek, kendinize ihanet olur. Bazıları sosyal medyada kendini temize çıkarmaya çalışsa da, herkes kimin ne olduğunu gayet iyi biliyor.

Kimi değer görmeyi hak eder, kimi ise o değeri yok eder. Hayat böyledir dostum. Güvenmek, sevmekten daha önemlidir. Çünkü insan güvendiğini sever. Ama güven bittiğinde, sevgi de biter. Kimsenin sahte sevgisine ya da selamına ihtiyacımız yok.

Herkes dost olabilir ama gerçek yüzleri, yere düştüğünüzde ortaya çıkar. Dostluk, insanlık gibi büyük bir nimettir ve herkese nasip olmaz. Güvenin bittiği yerde dostluk da biter. Bu yüzden, gördüğünüz gerçek yüzlere karşı artık “eyvallah” etmeyin.

Yazarın Diğer Yazıları