Bir Dostluk Muhasebesi
Dostluk deyince ilk aklınıza gelen nedir, hiç düşündünüz mü güzel dostlar? Dostluk, öyle herkesin kolayca telaffuz edebileceği bir kavram değildir. Herkesin ağzında dolaşsa da, gerçek anlamda dostluk; emek ister, sadakat ister, dürüstlük ister. İyi günde yanında olan çok olur ama asıl dost, kötü gününde sessizce omzunu omzuna dayayandır. Sözle değil, varlığıyla iyi hissettiren kişidir gerçek dost.
Derler ki, "İyi dost kötü günde belli olur." İşte tam da o zor zamanlarda yanınızda duranlara selam olsun. Gerçek dost, gösteriş yapmaz. Sessizce yanınızdadır. Varlığı, en kıymetli hediyedir.
Bir şairin dediği gibi: “Kalbiniz ne kadar iyi olursa olsun, sonunda insanlara onların size davrandığı gibi davranmak zorunda kalıyorsunuz.” Ne acı bir gerçek… Dostluk, para, lüks araba ya da bağ bahçe değildir. Dostluk, yüzünüze söylenen sözler karşısında yüzü kızarmayan ahmaklara değil; utanmayı bilen, yürekli insanlara yakışır. Herkese dost denmez. Herkes dost olamaz.
Bazı haklar helal edilmez. Hak kime helal edilir, bilir misiniz? Elbette ki mümin ve dürüst insanlara… Yalancılara, sahtekârlara değil. Çünkü dostluk, çıkarla yürümez. İntikam almaya gerek yoktur. Zira kötü niyetli insanlar, eninde sonunda kendi hayatlarını mahvederler. Yalancı dostlar, günü geldiğinde kendi yalnızlıklarının içinde kaybolurlar.
Unutmayın: Öyle bir zaman gelecek ki, doğru söyleyenler yalanlanacak, yalancılar ise doğrulanacak. Güvenilir olanlar hain sanılacak, hainlere güvenilecek. İşte o zaman dostluğun ne kadar kıymetli olduğunu anlayacağız.
Kalp kırıldığında kimse duymaz dostum. Oysa bir cam kırıldığında çıkan sesten çok daha büyük bir çığlık vardır kalpte. Görünmez, ama derin bir iz bırakır. Herkes dostundur; ama ayakların yere sağlam bastığı sürece. Gerçek yüzlerini, ancak yere düştüğünde görürsün. O zaman anlarsın kim senin yanında, kim karşında…
Ateş düştüğü yeri yakar, evet. Ama merhamet sahibi bir insanın yüreğini de yakar aynı zamanda. Geceleri uyuyamayacağınız, insanların yüzüne bakacak hâlinizin kalmayacağı günler gelecektir. İnsanlar hakikati değil, işine geleni arıyormuş meğer.
Dostluk ağır bir yüktür, öyle herkese verilmez. Kaldıramayacak olanlara emanet edilmez. Çünkü değerinden fazla verilen kıymet, soytarıyı kral eder. Değer bilmeyene verilen dostluk, kendini unutturur.
Bir noktada insanın içindeki enerjisi, hevesi, umudu kırılır. Herkes affı hak etmez. Hele hele yalanı alışkanlık hâline getirmiş olanlar… Bırakın kendi yollarında yürüsünler. Elbet bir gün, nerede hata yaptıklarını anlayacaklar. O zaman anlayacaklar dostluğun, sadakatin ne demek olduğunu.
Sakın af etmek için kendinizi zorlamayın. Çünkü herkes ne yaptığını bile bile, isteyerek, hatta gözünüzün içine bakarak yaptı. Üstelik sizi kötü, kendilerini iyi gösterme çabasıyla… Sosyal medyada kendilerini aklamaya çalışanlar, topluma değil kendilerine yalan söylüyorlar. Boşuna çaba sarf etmesinler, herkes herkesi tanıyor artık.
Kimi insanlar değer görmeyi hak ederken, kimileri o değeri yerle bir eder. Hayat bu işte… Dostluk kolay değildir dostum. Güven, sevmekten daha önemlidir. İnsan güvendiğini sever, ona sahip çıkar. Güvenin bittiği yerde, sevgi de biter zaten.
Bu nedenle ne sahte sevgilere ne de sahte selamlara ihtiyacımız var. Herkesin gerçek yüzünü gördük artık. Eyvallahımız yok kimseye. Çünkü dostluk kolay değildir dostum… Ve ne yazık ki yalancılardan dost olmaz!