Yunus Emre ne güzel söylemiş: “Sevelim, sevilelim; dünya kimseye kalmaz.” Manzara ne kadar güzel olursa olsun, seni üzen pencereden baktığında görünen değişmez. Telaşa gerek yok; kimin neyi kaybettiğine yarınlar karar verir. Zaman, hak edeni sessizce ödüllendirirken, hak etmeyeni sessizliğin kararlılığına bırakır. Unutmayın, kader herkesi en doğru biçimde hesaplar.
Biz kimseyi yarı yolda bırakmadık. Ama gördük ki herkes menfaatinin bittiği durakta indi ve arkasına bakmadan gitti. Meğer bu dünya yalanmış… İnsanlar hep menfaatçi olmuş; kendi çıkarları uğruna güzel insanları kullanmaktan çekinmemişler. Bu yüzden derim ki: vay hâlinize!
Neşet Ertaş ustamızın dediği gibi: “Sanırsın ki sevenim çok, arkadaşım çok, dostum çok… Sonra kötü bir şey olur, dönüp bakarsın ki arkanda gölgeden başka kimse yok.” Ben de derim ki işlerinin bittiğini düşündükleri için yanındadırlar. Seni istememelerinin sebebi, onların tüm oyunlarını, tüm yalanlarını görmendir. Kandıracak güzel insan bulamayınca giderler. Usta da sözünü böyle tamamlar…
Ahmet Kaya’nın sözü de yüreğe dokunur: “Değeri olmayan insanlara fazla değer verirseniz, bir gün kendinizin değersiz olduğunu anlarsınız.” Hayat, değmeyen uğruna harcandığında geri dönüp baktığınızda kırgınlık kaçınılmaz olur; “iki gözüm” diye iç çeker insan…
Öfke rüzgâr gibidir; eser, diner. Ama geride kırılmış dallar kalır dostum. Beden her yükü kaldırır ama gönül her sözü kaldırmaz. Bir insan hakkında bilgin yoksa yalan ve dedikodu etme; kimsenin günahını boş yere alma. Ahirette hesap vermek kolay sanma ey cahiller…
Âşık şöyle der: “Güzüm geldi, rengin soluk; ne tez yaprakları döktün ömrüm.” Bazen uzaklara, bazen yanı başımıza baktığımızda bazı insanların da yapraklarını dökmüş olduğunu görürüz; fakat çoğunun bundan haberi bile yoktur.
Hayatım boyunca sevdiğim insanları kaybetmekten korktum. Sonra kendime sordum: “Acaba beni kaybetmekten korkan biri var mı?” Zor görünüyor… Çünkü onlar için fark etmez. Giderler ve kendileri gibilerini yine bulurlar.
Kıymetli dostlarımız, şu güzel söze kulak verin:
“Bir çay doldur bana; hayatım gibi koyu olsun. Sakın şeker atma, derdim gibi acı olsun. Çıkar kaşığı; içinde benim gibi yalnız olsun.”
Güzel insanlar her zaman iyidir. Güzellik içten geliyorsa daim olur. Güzel olanlar hep bizden olsun, onlara da güzel yoldaşlar eşlik etsin.
Kim kırarsa kırsın, merhametini kaybetme. Kim incitirse incitsin, sen incitme; sen ağlatma. Unutma, kalbinin sahibi Allah’tır. Her zaman dürüst ol. Merhametsiz olan da, seni kıran da Allah’ın kuludur; adalet güzeldir, mahşer günü hesaptır.
Ölüm geldiğinde mal gider, mülk gider, eş gider, dost gider… Ama iman kabre bizimle girer. Rabbim ölümümüzü güzel, akıbetimizi cennet, hayatımızı hayırlı ve bereketli eylesin inşallah.