ZEKİ DAĞ

Sevgi ve Merhamet

ZEKİ DAĞ

Biz, yüreği sevgi ve merhamet dolu olan insanları seviyoruz ve sevmeye de devam edeceğiz, güzel dostlarımız. Bizim dostluğumuz ağırdır; herkes anlayamaz ki... Sizin dostluğunuzsa bam başka. Siz ve sizin gibiler dostluktan ne anlar ki? Yüreği sahte olanlar, dostluğu da taşıyamaz zaten.

Unutmayınız ki, hepimiz bu dünyada sadece birer yolcuyuz. Bir dönüp etrafınıza bakınız... Neden bu kadar ağır yaralar aldık, bilir misiniz? Neden bu kadar kırgınlık birikti kalbinizde, anlamadım… Anlayamadım.

Ne güzel demiş Mevlâna:

“Ekmeğim, aşım helal olsun yiyene, içene;
Ama hakkım helal değil dost görünüp kuyumu eşene.”

Kimi insan vardır, çıkarları uğruna sevdiklerini heba eder.
Kimi insan vardır, sevdikleri uğruna her şeyi feda eder.
Zaman, çayımızdaki şeker gibi erirken; sakın hayatını değmeyecek insanlar için zehir etme.
Bazen en büyük iyilik, kendini bazı insanlardan çekip almaktır.
Çünkü herkes senin iyiliğini hak etmez, herkes senin varlığının kıymetini bilmez.
Unutma, bazen en kıymetli iyilik, sadece kendine yaptığındır.

Herkes yaşattığını yaşasın... Kalp kıranın kalbi kırılsın.
Hakka girenin kalemi kırılsın. Üzen, mutlu olacağını sanmasın.
Birine taş atan, sonunda kendi yolunu tıkar.
Ben payıma düşene razıyım.
İnsanlara iyilik yap, merhamet et, sevgini göster…
Ama yaranı gösterme.
Çünkü tuz basmak için sıraya girerler.
Sanma ki ölmeyecek gibi yaşarsın…
Bir gün devran döner; herkes yaptıklarının bedelini öder.

Dostluk ayrı bir güzelliktir — tabii dostluğu bilenler için.
Yalancı dostla gezme, görüşme.
Derdini anlatma, ekmeğini paylaşma.
Hani bir şarkı var ya:

“Düşme ha düşme, düşünce gülenin çok olur, gardaş.”

Öyle insanlar var ki, her gün saçını başını düzeltir de kalbini hiç düzeltmez.
Kıskanç insanlar ayıp arar, cahil insanlar bunu yayar, aptallar da buna inanır.
İnsan olan insansa der ki:

“Belki bilmediğimiz bir mazereti vardır...”
ve meseleyi kapatır.

Bir mazluma sordular:

“Sana zulmedenleri affedecek misin?”
Mazlum dedi ki:
“Ölümünü bekleyeceğim...”
İşte ben de sizleri affetmek için ölümünüzü bekleyeceğim.
Hiç de acelem yoktur.

Her şeyinizi kaybedebilirsiniz, ama merhametinizi asla kaybetmeyin.
Çünkü merhamet, insanı insan yapan en değerli duygudur.

Ne güzel demiş Ömer Hayyam:

“Sırtından vurana kızma; ona güvenip arkanı dönen sensin.
Arkandan konuşana darılma; onu insan yerine koyan sensin.”

Ne güzel bir söz...
Tabii anlayana.
Cahiller, dedikoducular ve yalancılar ne anlar ki?
Güzel sözler, güzel insanlar içindir.
Kötü sözler de kötü insanlar içindir.

Her şey menfaat için değildir.
Gerçek dost, dostunun dert ortağıdır.
Dostundan yüz çeviren hoyrattır.
İyi günde yanında olan, mertlik zamanı dönerse, o namerttir.

Bazen kendi kendime soruyorum:

“Ben ne yapmışım?”
Nankör ve cahillere ne kapılar, ne gönüller açmışım…
Hayret ediyorum.
Öyle insanları göklere çıkardım ki…
İşte buna üzülüyorum.
Herkesi kendim gibi bilmişim, güzel dostlarımız.
Ama bazen diyorum ki:
“Her şeyde bir hayır vardır.”
Ve yine diyorum ki:
“Allah her zaman büyüktür.”

Selam olsun güzel dostlarımıza…
Selam olsun güzel insanlarımıza…
Güzel dostlarımız her zaman güzeldir.
Güzel insanlarımız her zaman güzeldir.
Dürüst dostlarımız, her zaman dürüst kalır.
Cahiller, her zaman cahildir.
Yalancılar ve dedikoducular ise… Onlar da her zaman öyle kalır.

Yapılacak tek şey vardır:
Bu tür insanlardan uzak durmalıyız.

Yazarın Diğer Yazıları