Kredisi bitmiş bir dostlukta limit artırmaya gerek yoktur. İnsan, insan gibi olmalı; dostlarını satmamalıdır. Her şey para, yalan dolan değildir. Dostlarını kaybedince “eyvah!” dersin ama ne fayda... Üzüldüm, çok üzüldüm. Ne çare derdim ama olmuyor. Yazık oldu dostluğumuza, yazık oldu. Her şey para değildir dostum; kendi etini, kendin buldun.
Kimine su olacaksın, kimine sel… Kimine mum olacaksın, kimine volkan... Ama Allah’tan başka kimseye asla kul olmayacaksın. Biz herkesi kendimiz gibi bildik, dost olduk. Öyle insanlara doğru yolu gösterdik ama yine olmadı. Onlar hep para, dolap ve Mercedes dediler; yalanların peşinde gittiler. Her şey para değildir dostum; kendi etini, kendin buldun.
“Ne güzel gözlerin var,” diyorlar. Ya sana bakarken görüyorlar, ya da seni hep düşünürken. Hani âşık der ya, “Ne bakacak göz kaldı ne yüz...” Ortada kaldınız. Yazık ettiniz dostlarınıza, yazık ettiniz kendinize. Dost dediklerimiz adam gibi adam olmalıdır. Sonradan görme biri, adam gibi adam olamaz zaten. Her şey para değildir dostum; kendi etini, kendin buldun.
Hiç kimse, bir başkasının sırtındaki yükü ve ağırlığını bilmez. Herkes çektiğini bilir, derler. Yolcu olmayanla yola çıkılmaz; yola yazıktır. Halden anlamayanla sohbet edilmez; dile yazıktır. Dostluk nedir bilmezler, muhabbet nedir bilmezler, ar nedir, utanma nedir bilmezler. Oturmayı kalkmayı bilmeyenden hayır gelmez. Her şey para değildir dostum; kendi etini, kendin buldun.
Eğer bir dostta yalan ve dedikodu varsa, ondan hayır gelmez. Gözü dostunun cebinde olan dost değildir. Dostlarının arkasından konuşan biri dost olabilir mi? Her zaman yanında olanın arkasından yalan söyleyen, dedikodu eden biriyle dostluk kurulabilir mi? Her şey para değildir dostum; kendi etini, kendin buldun.
Acısı büyük olanın gözü değil, kalbi ağlar. Gözden akan yaş silinir ama kalpten akan, insanı yıkar. Güzeli güzel yapan edeptir. Edep bilmeyenden ne beklenir ki? Allah’ın yolunu bilmeyenden ne beklenir ki? Edep, güzeli sevmeye sebeptir. Güzel olan her şey güzeldir. Gönlü güzel olmayanın kendisi de güzel değildir. Allah’ın yolunu bilmeyen, zaten güzel değildir.
Gördüğümüz her musibet, her felaket; kızgınlık, zulüm ve haksızlık etmenin cezasıdır. Unutmayın, 6 Şubat’ta büyük bir deprem felaketi yaşadık. Ama kendimize çekidüzen vermedik, yazık ettik. Depremden sonra insanlarımız doğru yolu kaybetti, başka yollara saptı. Her şey para değildir dostum; kendi etini, kendin buldun.
Ülke olarak zor günlerden geçiyoruz. Bir yanda afetler yaşanıyor, diğer yanda insanlar hâlâ doğru yolu bulamıyor. Esnaf doğru yolu unuttu. Bazı insanların kıyafetlerine bakınca, insan olarak utanıyoruz. Allah’ın yolunu unuttuk. Helali haramı karıştırdık. Felaketler elbette ki kendiliğinden gelmeyecek, biz çağırıyoruz. Her şey para değildir dostum; kendi etini, kendin buldun.
Haksızlık bitmeden adalet sağlanmaz. Doğru yolda yürüyemeyen toplumda adalet olmaz. Allah’ın yolunu bilmeyenden adalet beklenmez. Devlet malını yiyenden, yetimin hakkına göz dikenden adalet beklenmez. Adaleti bilmeyenden hiçbir hayır gelmez. Her şey para değildir dostum; kendi etini, kendin buldun.