ZEKİ DAĞ

Kalemin Kırılmasın, Yaz Bizleri…

ZEKİ DAĞ

Kalemin kırılmasın. Yaz ki herkes görsün seni, beni, bizleri… Kalem yazarsa hep doğruları yazar. Kimi anlar, kimi anlamaz; anlayan iyi anlar, hesabına gelmeyen ise hiçbir şey anlamaz. Sizler bilirsiniz; kalem doğruyu yazarsa bazılarını rahatsız eder. Ama olsun, rahatsız olanlar rahatsızlıklarıyla kalsın. Güzel dostlarımızdan ricamdır: Bizleri şikâyet etmeyin. Çünkü o kalem, doğruları yazdığı için yazmaktadır.

“İnsan her şeye alışır.” derler. Aslında öyle değildir. Alıştığından değil, çaren olmadığı için katlanırsın; ama alışamazsın. Onların gittiği yolda biz gidemeyiz. Bizim yolumuz Allah yoludur; onlarınki ise ne yazık ki şeytanın izini takip eden bir yoldur. Zaten aralarında pek fark da yoktur.

Hz. Mevlana ne güzel söylemiş:
“İnsanların renklerine, dillerine bakma; gönüllerine bak. Çünkü gönül, hakikatin aynasıdır.”

Kalemin kırılsın be hayat… Hiç mi elin titremedi kaderimi yazarken? Bu kadar acıya nasıl dayanır diye düşünmedin mi? İşte hayat böyledir. Hak edene kalem mutlaka yazar ve yazarken hep gerçekleri döker ortaya. Ne yazık ki doğrular, bazı cahillerin ve dedikoducuların işine gelmez. Ama bana ne? Ben yoluma bakarım.

Ben kimseye değil, herkesi kendim gibi gören gönlüme kırgınım, güzel dostlarım. Kime güveneceksin? Herkes ölüp gidiyor, bir sen mi kalacaksın? İki gün fazla, iki gün az yaşasan ne olur? Ateşte kül, toprakta gül olacaksın. Mühim olan yaşarken insan olmaktır. İnsan olamayınca sonu bellidir ve buna sizler gibi gönül ehilleri karar verir.

Değerinizi bilmeyen insanlar için ağlamayın; gözyaşınıza yazık. Çünkü değer bilen insan zaten sizi ağlatmaz. İyilik yaparsanız iyi olursunuz; yapamazsanız gider başkalarını bulurlar. Bu bir karakter meselesidir. Her insanın karakteri farklıdır, herkes kendi yolunda yürür. Bir insan iyilikten anlamıyorsa, böyle insanlarla dostluğu bitirmek gerekir. Yalan ve dedikodu varsa orada selamet olmaz.

İyilik yaparsın, karşılığında ihanet görürsün. “Dost” dersin, ne yazık ki arkandan vururlar. Dert etme; tek bir yol vardır, o da Allah’ın doğru yoludur. Allah bizi o yoldan ayırmasın.

Yarası gizli olanın gözyaşı da gizlidir. Her susanı dertsiz, her güleni de gamsız sanmayın. Herkes kendi içinde bir fırtına taşır. “İyi” dediğin iyi olmaz, “kötü” dediğin iyi olur. Hayırlısı diyelim… Güvenecek insan kalmadı desek yeridir. 6 Şubat depremlerinde kimin ne olduğunu, kimin ne iş yaptığını hep birlikte gördük.

Acısı olanın gözü değil, yüreği ağlarmış. Gözdeki yaş diner de yürekteki yaş bir ömür dinmezmiş. Yürek nedir bilir misiniz? Dostluk nedir, kardeşlik nedir, yol arkadaşı olmak nedir? Birlikte yürüdüğün insanı “dost” ya da “kardeş” bilmek ne demektir? Bilmezsiniz… Çünkü siz ve sizin gibiler yalancı ve dedikoduculardır; nereden bileceksiniz?

Ölü olsan da diri olsan da kimseyi küçük görme; sonra helak olursun. Çünkü bilemezsin, belki o senden daha hayırlıdır. Nasibinde varsa alırsın karıncadan bile ders; nasibinde yoksa bütün cihan önüne serilse yine sana ermez.

Ömür dediğin nedir ki? Yüreğin tuttuğu kadar, düş gördüğün kadar, hayale daldığın kadar, yaşamaya geç kaldığın kadardır. Göz açıp kapayıncaya kadar… Allah her şeyin hayırlısını versin.

İnsanlık çamura bulandıysa, toprağın ve suyun ne günahı var? Bazı insanlar doğru yolu unutmuş; menfaatleri için “dostum” dediklerini kullanıp egolarını öne çıkarmak için arkalarından yalan ve dedikodu etmişlerdir. Ne yazık ki kendi kazdıkları kuyuya kendileri düşmüşlerdir.

Bizler bir gün kaybedersek iyi niyetimizden kaybedelim. Varsın insanlık ölmesin. Kul sineye çekti diye Allah hesap sormaz mı sanıyorsun? Her şeyin sırası ve zamanı vardır; acele yok… Beklersin gününü ve saatini. Bir gün sana da, bana da sıra gelecektir.

Yazarın Diğer Yazıları