Kader satılmıyor ki, satın alalım. En iyisi, herkesin kendi yolunu yaşamasıdır. Kaderin ne olduğunu bilen bilir; ama cahiller, yalan söyleyenler ve dedikoducular asla anlayamaz. Bu tür insanlar zaten belli bir yolda yürürler ve o yol genelde karanlıktır.
Bizim işimiz iki yüzlü insanlarla olmaz. Ne yalancılarla, ne dedikoducularla, ne de dini kendi çıkarları için kullanan karaktersizlerle... Bizim yolumuz bellidir; dürüstlük, samimiyet ve vicdan üzerine kuruludur.
Eskisi gibi değilim artık. Dilim sustu, yüreğim duruldu. Bedenim yoruldu, hiçbir şeye hevesim kalmadı. Hayatın içinde sadece sessizce ilerliyorum. En çok da kanı beş para etmez insanlara dost olduğuma yanıyorum. Yazık ettik kendimize… Yüzsüzleri adam ettik, topluma kazandırdık, güzel dostlarımızla tanıştırdık. Şimdi ise üzülerek seyrediyoruz olanları.
Bazı karaktersizler hâlâ dini kullanarak insanlara yalan söylüyor. Bazı cahiller ise parayı, lüks arabaları hayatın tek anlamı sanıyor. Gittikleri her yerde, yolları ayrı düşenlerin isimlerini kullanıyor, selamlarını getiriyorlarmış gibi davranıyorlar. Bu insanlara prim verilmemeli. Hele ki bu insanların nasıl insanlar olduğunu bildiği hâlde hâlâ onlarla birlikte olanlara ne demeli?
Vicdanı sağır olanlar dürüstlüğü tercih etmez. Onlara doğruları yüzlerine söylediğinizde en ufak bir utanma bile duymazlar. Çünkü yüzsüzlük artık bir kimlik hâline gelmiştir. Bu tür insanlar, ağır kusurlarını bir günah keçisine yüklemekten çekinmezler. Ne yazık ki bu kişiler hem cahil hem de dedikoducudur.
Hz. Mevlânâ şöyle der:
“Ey gönül, kendine bak ki başkalarının ayıbı gözünde küçülsün.”
Hz. Mevlânâ her zaman doğruları söyler ve doğru yolu gösterir. Ama ne zaman ki yanlış yolda olanları uyarıyoruz, hemen bizi düşman ilan ediyorlar. Karakteri tükenmiş, vicdanı körelmiş insanlara ne denebilir ki? Körler ve sağırlar birbirini ağırlar misali, aynı yolda yürürler.
Ey cahiller ve dedikoducular! Önünüzdeki yol da, gittiğiniz yol da beni ilgilendirmiyor. Ben sadece kendi doğru yoluma bakarım. Güzel insanlarla zaman geçiririm, kıymetli dostlarımıza elimden gelen yardımı yaparım. Gittiğiniz yol sizin olsun. Özünüzde iyi biri olmanız beni ilgilendirmiyor; bana ne yaşattığınıza, hakkımda ne konuştunuz bakarım.
Bir şairin dediği gibi:
“Üzülme… Bir gün varlığını hiçe sayanlar, gün gelir gölgeni bile arar.”
Hz. Mevlânâ’nın da dediği gibi... O gün çoktan geldi geçti. Şimdi beni arıyorlar, ama bulamıyorlar. Kalmışlar bir başına, duvar diplerinde. Her zaman söylediğim bir söz vardır:
"Allah büyüktür."
Ama ne yazık ki bunu da ne cahiller bilir, ne yalancılar, ne de dedikoducular…