ZEKİ DAĞ

İnsan Sevgisine Muhtaçsınız...

ZEKİ DAĞ

Ne kadar zengin olsan da bir insanın sevgisine ve yardımına mutlaka ihtiyacın vardır, unutma.
Her şey para değildir, mühim olan güzel dostluklardır.
Hele hele, güzel insanların sevgisine her zaman muhtaçsınız.
Âşık der ki:
“Herkesin derdine silgi oldum da, kendi derdimi yazacak kalem bulamadım.”
Neden derseniz, kalemimi dost diyenlere kullandım; yazı yazacak kalem bulamadım.
Yazık ettiniz kendinize...

İnsan, yaptığı yanlışlara değil; yanlış insanlara yaptığı doğrulara üzülür.
Sakın güzel dostlarınıza küsmeyin.
Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler arayın.
Dost dediğiniz insanlar sizi arkanızdan vurursa, çok geç olabilir.
Şair der ki:
“Beni en zor zamanımda yalnız bıraktılar. Artık konuşacak bir şey yok.”
Yazık ettiniz kendinize...

Beni hayat yormadı; beni, değer verdiğim insanların değişmesi yordu.
Değer vereceğiniz insanlar sizden üstün olmalı.
Ve dostlarınızı iyi seçmelisiniz.
İnsanın kalbiyle aklı bazen aynı gemiye sığmaz;
Ya deniz dar gelir, ya nefes...
Biz yüreğinde sevgi ve merhamet taşıyan insanlarız.
Bizim dostluğumuz ağırdır, yüreği sahte olanlar bunu taşıyamaz.
Yazık ettiniz kendinize...

Gözlerinizin içine bakarak yalan söyleyen insanlardan uzak durun.
Gözlerinize bakarken gülen insanları da asla ağlatmayın.
Gittiklerinde, ne gülerken ne ağlarken bir daha bulamazsınız.
Bazı insanlar düzlüğe çıkınca, sizinle birlikte aştıkları yokuşu unutur.
Nankörlük bir durum değil, bir huydur; değişmez.
Unutma! Dön bir bak etrafına…
Yazık ettiniz kendinize...

Sahip olduğum en önemli şey, kendime olan saygımdır.
Bu yüzden haddini aşan herkesi silerim.
Sakın “Hiç kimse beni satmaz.” demeyin.
Bir insan bir yerden gitmiyorsa, orada kötü kokular vardır.
Kimse “Beni satmaz.” diye aldanmasın.
Bu insanlar işin bittiği yere kadardır.
Menfaat devreye girince, çok ucuza gidersiniz.
Dostunu satan, bir gün kendini de satar.
Yazık ettiniz kendinize...

Şair der ki:
“Unutma, birisi sana kaybetmek için oynuyorsa, bırak kazansın. Hiç üzülme, emeği boşa gitmesin.”
Eskiden insanlar gördüğünü gizler, söylemezdi.
Şimdilerde gördüğünü yayıyorlar, görmediklerini uyduruyorlar.
Bu da karakter meselesidir.
Her şeyin farkında olup da susmak kadar ağır bir yük yok şu hayatta...
“Öldü, kefensiz gömdüler.” demişler.
Ben merhametimi hiç kaybetmedim, dostlarıma yalan söylemedim.
Ama merhametim bana çok şey kaybettirdi.
Yazık ettiniz kendinize...

Hani derler ya, “Sen niye değiştin? Neden o kişilerden ayrıldın, neden mesafe koydun?”
Ben değişmedim...
Duyduklarım ile gördüklerim arasındaki dengesizliği fark ettim.
Bana ne olduğunu sorgulayanlar, önce kendilerinin ne yaptığını hatırlasın.
Önce kendilerine bir baksınlar.

Unutma:
Aydınlık bir yarın için, karanlık bir gecenin içinden geçmen gerekir.
Deniz de dalgalar kadar durmadı.
Biz de doğrularımızı beğenmeyen cahillerin olduğu bir yerde duramadık.
Yazık ettiniz kendinize...

Şu güzel sözü bir kez olsun dinle ey cahiller:
Kader mi, yoksa imtihan mı bilmiyorum.
Ama bildiğim tek şey var:
Canım çok yanıyor.
Ben güzel dostlarımı çok özlüyorum.
O dostlar ki, menfaat bilmez, dost satmaz. Ondandır...

Yorgunum, hem de çok yorgunum.
Kimseye değmeden, yük olmadan biraz yaşayıp gideceğim.
Ne olur, dokunmayın bana.
Sizin o sahte dostluğunuz sizin olsun!
Sizin ne dostluğunuz belli, ne de düşmanlığınız...
Yazık ettiniz kendinize...

Yazarın Diğer Yazıları