İlahi adalet diye bir terazi vardır; asla şaşmaz. Kimsenin hakkı kimsede kalmaz. Gönlü kırılan sabretsin; elbet o güzel günleri hep birlikte göreceğiz. Bu yalan dünyada güzel dostlarınıza asla iftira etmeyiniz, arkalarından konuşmayınız. Bunun hesabı öbür dünyada çok zordur. Tabi ki güzel insanlar anlar; yalancılar, dedikoducular anlamaz. Çünkü yüzsüzlerin hesabına gelmez adalet.
Rabbim… Ümidim var, duam var, Sen varsın. Çaresiz değilim. Yürüdüğüm yolda bana ışık tut; beni Senden başkasına muhtaç etme Ya Rabbim.
Müslümanlar dağınık oldukça zalimler bize çelme takmaya devam edecek. Hani neredesiniz milyonlarca Müslüman? Gazze’ye bile sahip çıkmadınız. Bunun hesabını diğer tarafta nasıl vereceksiniz? Hep Adalet Diye Sokaklara Çıkanlar Hani Sizin Adaletiniz…
Bir insanın gerçek zenginliği, bu dünyada yaptığı iyiliklerdir. Gülmek her zaman mutlu olmak için değildir. Bazen öyle gülmeler vardır ki, en büyük acıları gizlemek içindir.
Şair der ki: “Yaşadığımızdan erken çöktük.” Meğer insanı yaş aldıkça değil, yaşadıkları yaşlandırıyormuş. Yalancısın ey yalan dünya… Yalancısınız ey yalan söyleyen insanlar… Dedikoducusunuz siz ve sizin gibiler ey cahiller…
Bazen bırakmak gerekir… Bazen de kötü gününüzde yanınızda kim var kim yok görmek için beklemek… Her yüzünüze gülen dostunuz değildir. Kimi insanlar kendi egoları için sizi kullanır; işleri bitince de giderler.
Söylediğiniz sözlere, baktığınız yüzlere dikkat ediniz. Öyle an gelir ki, kimsenin yüzüne bakacak hâliniz kalmaz. Kendini taşıyan kişi her şeyi bilir; geleni gideni, yapılanı yapılmayanı… Bizler de herkesin ne olduğunu iyi bilenlerdeniz.
Bir gün herkes terk edecek bu dünyayı: kimi zamansız, kimi vedasız, kimi dargın, kimi kırgın… Ben bir gençlik harcadım; bana kimse “Ne güzel hayatın var” demesin. Uyuduğum uykunun bile bedelini ödedim. Ve herkes ödeyecek.
Herkes kendi yüreğinde kışı da yazı da yaşar. Peki siz neyi yaşıyorsunuz, hâlâ anlamış değiliz. Biz dostlarımıza hep iyilik yaptık; peki onlar ne yaptı? Arkamızdan kuyumuzu kazdılar. Varsın yapsınlar… Bizim yolumuz Allah yoludur; onlar kendi yollarına baksın.
Fazla dert etmeyiniz. Bu hayata tek gelen tek gider; hak yiyen ise zor gider demişler. Adalet nedir bilir misiniz? Adalet herkes için geçerlidir. Ama bazıları bu dünyadaki adaleti kendine göre yorumlar. Ben derim ki: Asıl adalet öte tarafta kurulacak o büyük mahşer günündedir. Ey yalancılar, ey dedikoducular, başkasının hakkını yiyenler, tüyü bitmemiş yetimin rızkını çalanlar… Bu dünyadaki adaletiniz batsın! Yarın mahşer gününde nasıl hesap vereceksiniz merak ediyorum.
Adalet deyince bazıları eşitliği anlar, bazıları ise kendi çıkarlarını… Hırsızlık yapanların “adalet” diye bağırmasını hâlâ anlayabilmiş değilim. Meğer onlar kendi hırsızlıklarına ortak arıyormuş. Öyle ucuz insanlar görüyoruz ki, hem çalmışlar hem de hâlâ adalet istiyorlar. Yazık… Yazıklar olsun adalet isteyen bu hırsızlara.
Kimi ekmek derdinde, kimi hırsızlık yapıp “adalet” der… Vay hâlinize! Kimin evi yok, kimin bir iki göz odaya ihtiyacı var; hiç bakmazsınız. Ama hırsızların her yerde evleri var hâlâ adalet isterler. Büyük deprem gördük, büyük yıkım yaşadık; hâlâ çıkmışlar adalet diye bağırıyorlar. Kimin için? Yine hırsızlar için… Bu istediğiniz adalet eskiden yok muydu? Yoksa hırsızlık yaptığınız için mi adalet diye feryat ediyorsunuz? Yalanlarınız ve dedikodularınız batsın sizin gibilerin, hala çıkmışlar adalet diyorlar, yoksam sizin ve sizler gibilerini adaleti hırsızlık mı, insanların aklıyla oynamayınız. Keşke düşkün insanlarımız için, garibanlarımız için de adalet isteseydiniz.
Mal varlıklarınıza bir bakınız da sonra adalet isteyiniz. O mallar nereden geldi? Adaleti savunduğunu söyleyen o hırsızlar bir gün öte tarafta gerçek adaletin ne olduğunu görecekler.