Reklam yapmadan hizmet edenlere selam olsun…
Malatya’da göreve geldiği günden bu yana ortaya koyduğu çalışmalarla hem iş dünyasının hem de kamuoyunun takdirini kazanan bir isim var. “Malatya sevdalısı” denildiğinde, pek çoğumuzun aklına gelen ilk isimlerden biri hiç kuşkusuz Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu’dur.
Sadıkoğlu’nu farklı kılan yalnızca hayata geçirilen projeler değildir; sergilediği yönetim anlayışı da dikkat çekicidir. Başkan ve yönetim kurulu üyeleri, yasal hakları olmasına rağmen huzur hakkı ya da herhangi bir ücret almamış, bu kaynakların tamamını odanın kasasında bırakmıştır. Türkiye genelinde pek rastlanmayan bu tutum, başlı başına bir başarıdır ve ciddi bir takdiri hak etmektedir.
Görev süresi boyunca Malatya adına birçok önemli projeye imza atılmış, tüm engellere rağmen şehrin ekonomik gelişimi için kararlı adımlar atılmıştır. Ancak Malatya’nın ilerlemesi için çaba gösterenlerin önüne zaman zaman görünmez duvarlar örüldüğünü de inkâr edemeyiz. Bu noktada insanın aklına ister istemez şu soru geliyor: Kimlerin hesapları bozuluyor?
Malatya’ya büyük firmaların kazandırılması için gece gündüz çalışan bir başkan ve ekip varken, bu yatırımların önünün kesilmesi ve firmaların başka illere yönelmesi hepimiz adına düşündürücüdür. Bu engellemelerin bedelini ise 6 Şubat depremlerinde acı bir şekilde yaşadık.
Deprem sürecinde Malatya Ticaret ve Sanayi Odası, başkanıyla birlikte adeta seferber olmuş; sanayicinin, esnafın ve vatandaşın yanında durmuştur. O zor günlerde sahada olan herkes buna şahittir. Buna rağmen, Malatya’daki hasarın az olduğu yönünde gerçek dışı beyanların ulusal basına servis edilmesi ise ayrıca sorgulanması gereken bir durumdur.
Deprem sonrası oluşan kaos ortamında üretimin tamamen durmaması, sanayicinin ve esnafın sistem dışına itilmemesi için kurumsal mali disiplinin korunması bir tercih değil, zorunluluktur. Bu nedenle Malatya Ticaret ve Sanayi Odası’nın aidat tahsilatını sürdürmesi eleştiri konusu yapılmıştır. Oysa aidat geliri olmayan bir odanın ne proje üretmesi ne de üyelerinin sesi olması mümkündür.
Başkan Sadıkoğlu’nun sıkça dile getirdiği şu cümle aslında her şeyi özetlemektedir:
“Malatya Ticaret ve Sanayi Odası şahısların değil, Malatya’nındır.”
Deprem sonrası Ankara nezdinde yürütülen temaslar; bakanlıklar ve TOBB düzeyinde gerçekleştirilen girişimler, kredi ve teşvik mekanizmalarının gündemde tutulması açısından son derece kıymetlidir. Kısa vadede sonuç alınamasa bile, Malatya iş dünyasının taleplerinin sürekliliği bu sayede korunmaktadır.
Son günlerde tartışma konusu edilen kitap çalışması ve kültürel faaliyetler de bu çerçevede değerlendirilmelidir. Bir Ticaret ve Sanayi Odası yalnızca ekonomik verilerle sınırlı bir kurum değildir. Kentin hafızasına, kültürüne ve entelektüel birikimine katkı sunmak da kurumsal bir sorumluluktur. Kültürel üretimi “israf” ya da “rant” olarak nitelendirmek iyi niyetli değildir. Aksine, kriz dönemlerinde bu çalışmalar toplumun moralini ve ortak bilincini diri tutar.
Malatya Ticaret ve Sanayi Odası’nın geçmişten bugüne şehre kazandırdığı organize sanayi bölgeleri, yatırımcı ilişkileri ve kurumsal temsiliyeti göz ardı edilmemelidir. Bugün binlerce Malatyalı bu yatırımlar sayesinde evine ekmek götürmektedir. Popülizm yerine “gemiyi yüzdürmeyi” tercih eden bir yönetim anlayışı, zor zamanlarda çok daha değerlidir.
Oda seçimlerinin yaklaşması elbette farklı görüşleri ve adayları gündeme getirecektir. Ancak değişim talebi dile getirilirken mevcut yönetimi toptan başarısız ilan etmek, Malatya iş dünyasının ortak emeğine gölge düşürür. Önceki dönem oda giderleriyle Sadıkoğlu dönemindeki giderlerin karşılaştırılması bile birçok soruya net cevap verecektir.
Odanın 102. kuruluş yılına özel olarak hazırlanan ve Malatya’nın ekonomik hafızasını kayıt altına alan kitabın tanıtım toplantısı da bu sürecin önemli bir parçasıydı. Program genel anlamda samimi ve özenliydi. Başkan Sadıkoğlu’nun mütevazı ve kapsayıcı tavrı salonda olumlu bir atmosfer oluşturdu.
Ancak kitapta bazı yerel gazetelere yer verilmemesi haklı bir rahatsızlığa yol açtı. Bu noktada asıl önemli olan, Başkan Sadıkoğlu’nun sorumluluk alarak basın mensuplarından içtenlikle özür dilemesidir. Kriz anında sergilenen bu tutum, gerçek liderliğin en somut göstergesidir.
Malatya basını ile Malatya Ticaret ve Sanayi Odası arasındaki bağ, geçici gerilimlerle zedelenecek kadar zayıf değildir. Sağduyu ve diyalogla çözülemeyecek hiçbir mesele yoktur.
Sonuç olarak; Malatya Ticaret ve Sanayi Odası, tüm eksiklerine rağmen bu şehrin ekonomik omurgalarından biridir. Eleştiri elbette olacaktır. Ancak bu eleştirinin adil, yapıcı ve Malatya’nın ortak menfaatini önceleyen bir zeminde yapılması şarttır.
Bugün Malatya’nın ihtiyacı olan şey yüksek sesli sloganlar değil; akıl, sabır ve kurumsal devamlılıktır. Bu kitap çalışmasıyla Malatya’nın dünden bugüne emek veren isimlerinin kayıt altına alınması ise hem cesur hem de kıymetli bir adımdır. Ticaret ve Sanayi Odası tarafından basımı yapılan bu kitapta, yeni ya da mevcut yönetime ait tek bir fotoğraf ya da haberin yer almaması da ayrıca dikkat çekicidir.
Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.