ZEKİ DAĞ

Her Önüne Gelene Değer Vermeyiniz

ZEKİ DAĞ


Hayatta en çok yorulduğum şey, değer verdiğim insanların bu değeri hak etmemesidir. Herkese aynı değeri vermeyin; çünkü herkes o değerin ağırlığını taşıyacak bir karakterde değildir. Hâlâ inandığım doğrular değişmedi; ama inandığım insanlar değişti. Bırakın değişsinler… Zaten onların gittiği yol, yol değil. Bizim yürüdüğümüz yol doğrudur ve bizi hakikate götürür.

Çok uğraştım bazı insanların söküklerini dikmek için. Ama olmadı, yapamadım. Çünkü insanların her yeri sökük; bir yeri diksem başka bir yerden açılıyor. Dikiş tutmuyor artık. Yani ne kadar çabalarsanız çabalayın, bazı insanlar kendi sorunlarıyla yüzleşmek yerine sizi de o çukura çekmeye çalışır.

Her zaman “iyilik yapayım” dedikçe, önüme engeller çıktı. Hâlâ nedenini anlayabilmiş değilim. Öyle güzel insanlara iyilik yaptım ki, yine de kıymet bilinmedi. Diğer taraftan, kötülük yapan bazı mahlûklar ise sürekli iyilik görüyor. Bu çelişkiyi aklım almıyor. Ama ne olursa olsun, biz yine de iyilik yapmaya, insanlara yardım etmeye devam edelim. Onlar kendi yollarında yürüsün, biz kendi yolumuzda. Allah herkese hayırlısını nasip etsin.

Anladım ki insan, yaptığı fedakârlıktan değil; gördüğü vefasızlıktan yoruluyormuş. Ve en çok da hiç beklemediği yerden darbe alınca canı yanıyormuş. Hele ki dini kullanan insanlar… İşte benim gerçek düşmanım bunlardır. Dini kullanarak her kapıyı açan, her ortama giren, ama her taraflarından pislik akan bu insanlar… Onları sevmek mümkün mü? Karakteri bozuk olan bazıları hep yalan söyler zaten. Dürüstlükle uzaktan yakından alakaları yoktur.

Bir de “Z kuşağı” meselesi var… Herkes konuşuyor, ama kimse ne olduğunu tam olarak bilmiyor. Bu kuşak tembelmiş, çalışmazmış, iş beğenmezmiş, ana-baba parasıyla geçinirmiş. Geçin bunları artık! Z kuşağı dediğiniz gençlere bir sorun bakalım, hiç mi anne babaları anlatmadı geçmişi? Bu ülkenin 30-40 yıl önce ne halde olduğunu, şimdi ne noktaya geldiğini biliyorlar mı?

Eskiden insanlar, çocuklarını kimseye muhtaç etmemek için gece gündüz çalışırlardı. Sırtlarında yük taşır, ter dökerlerdi. Peki ya şimdi? Bazı siyasi partiler, kendi menfaatleri için Z kuşağını hedef tahtasına koydu. Hâlâ farkında değil misiniz? Gençleri araç sallaştırıyorlar. Gençlerimize sesleniyorum: Kendinizi kullandırmayın! Akıl ve iradenizi kimsenin cebine koymayın.

Herkes bir yol tutturmuş gidiyor. Ama bu gençlerin gidişatı kötü değil; tam aksine umut vadediyor. “Z kuşağı” demiyorum artık, “değerli gençlerimiz” diyorum. Çünkü bu ülkenin ve dinin kıymetini bilen, vicdanlı, sorgulayan ve çalışan gençler var aramızda. Onlardan ümit varız.

Sevgili gençler, anne babanızın sözünden ayrılmayın. Doğru yoldan sapmayın. Yarın ne olacağını kimse bilemez; ama şunu biliyoruz: Bu ülkenin geleceği için hep birlikte olmalıyız. Bundan 30 yıl önce devlet kurumlarının nasıl soyulduğunu, yandaşların nasıl kayırıldığını, IMF kapılarında nasıl sıraya girildiğini annenize babanıza bir sorun. O zaman neyin ne olduğunu daha iyi anlarsınız.

Özetle; biz doğru bildiğimiz yolda yürümeye devam edelim. Değeri hak edene verelim. Kötülüğe iyilikle cevap verelim ama kandırılmayalım. Gençlerimize güvenelim, ama aynı zamanda onları bilinçlendirelim. Çünkü bu ülkenin geleceği onların ellerinde şekillenecek.

Yazarın Diğer Yazıları