Kime iyilik yaparsan, ilk vazgeçtiğin o olur... Kime kötülük yaparsan, vazgeçilmezi o... Garip bir dünyadayız. Hâlâ anlamış değilim. Güzel olan her şey güzeldir; ben ne düşman olurum ne de kin tutarım. Kin, küçük insanların işidir. Görmezden gelirim. Neden mi? Çünkü ben hep doğruları söyledim diye sevmediler.
Herkes, bende olan değerini kendi belirler. Kimi aklıma gelir, tebessüm eder dua ederim. Kimi aklıma gelir, Allah’a havale ederim dostum. Ben kimsenin istediği gibi olmak zorunda değilim. Çünkü ben olduğum gibiyim. Beni kendinize benzetmeyiniz; biz onurlu insanlarız.
Öyle anlar gelir ki... Bazı yolların dönüşü, bazı hataların özrü, bazı insanların da anlamı olmaz. Güzel sözler vardır, her yerde dile getirilir. Bir de söylenmeyecek sözler vardır, yeri ve zamanı olmadan söylenemez. Her kahve aynı tadı vermez ki… Nerede ve kiminle içtiğin önemlidir. Önemine dikkat etmeliyiz.
Bir yazar şöyle demiş: “Hiç kimseye küs değilim. Ama tek üzüldüğüm şey, kanı beş para etmeyenlere dost oluşumuzdur.” Ne acıdır ki, insanlar kendi menfaatleri için başkalarını kullanıyor. Aşık da şöyle der: “Yazık oldu gençliğime… Yazık oldu, bu tür insanlara abi-kardeş oldum; hep zarar gördüm.”
Yaz bir kenara dostum: Değer ağırdır. Taşıyabileceğinden emin olduklarına ver. Çünkü değer güzeldir; ama herkes kıymet bilmez, taşıyamaz. Değerin ne olduğunu sorsan, cahil bilmez. Ama bu cahiller, her türlü şeytanlığı bilirler.
Aşık der ki: “Seversin, alırsın, karın olur. Seversin, alamazsın, kara sevdan olur.” Cahil kişilere anlatmak çok zordur; çünkü herkesi kendileri gibi zannederler. Hani derler ya, "Vakit varken imkân yoktu, imkân varken vakit yoktu." Şimdi her ikisi de var… Ama ne sağlık var, ne heves. Güzel dostlarımız azaldı.
Yorgunum. Hem de çok yorgunum. Kimseye yük olmadan biraz yaşayıp gideceğim. Ne olur, dokunmayınız bana. Günahlar kazandırmayınız bize, ey cahiller! Yağma yağmur, esme rüzgar... Ben buyum. Dolaşıyorum, hep seni, hep senin güzel günlerini...
Demişler ki… Ben demedim. Dün birbirlerinin arkasından atıp tutanlar, bugün birlikte çay kahve içer oldular. Ne diyelim… "Menfaat toplantısı olabilir," demişler. Ben değil, onlar dedi. Yanında güldüğün gün gelir ve geçer, farkına varmazsın. Fark ettiğinde ise geç olur. Bir kahvaltı toplantısı yapmanın zamanı geldi bence. Çünkü zaman kötü; fazla gülme. Sonra zaman, seni ve sevdiklerini erken bulur, üzülürsün. Dersin ki: “Ben ve bu insanların yüzünden kimleri kaybettim…” Ama geç olur. Zaten geçti bile.
Ey Rabbim! Sen büyüksün. Zalimler çoğaldı, zulümler arttı. İnsanlık azdı. Ey Müslümanlar! Uyanın, yazık ediyorsunuz kendinize ve bize! Allah’ım… Ebu Cehil’lerin, Ebu Leheb’lerin cirit attığı bu dünyada bizi Ebu Bekir’siz, Ömer’siz, Osman’sız ve Ali’siz bırakma.
Âmin. Âmin. Âmin.