Zeki Dağın Kaleminden…
Adaleti bilmeyenler, ahiretin ne olduğunu da bilmezler. Gün gelir, “eyvah” dersin ama ne fayda… Eğer bu dünyanın mahkemesinde adalet bulamazsan, davanı Ahiret mahkemesine götür. Çünkü orada Hakim Allah’tır; şahitler ise meleklerdir. Elbette, anlayanlar için bu söylediklerim anlam taşır.
Öyle insanlar vardır ki, dost dedik, sahip çıktık, abi-kardeş bildik. Ama dostluk kolay iş değildir. Herkes dostluğun ne olduğunu bilmez ki… Sakın “onların dostluğu menfaateymiş” demeyin güzel dostlarımız. Biz bazılarına gerçekten dost olduk, abi-kardeş dedik ama ne yazık ki onlar aynı duyguyla yaklaşmadı. Sırtımızı döndüğümüzde, arkamızdan kurşun yedik. Ne diyelim? “Hayırlısı” dedik, her şeyi Allah’a bıraktık. Çünkü Allah büyüktür.
Bu dünya öyle bir dünya ki, sakın unutmayın: Bu dünya yalancıların ve dedikoducuların dünyasıymış da haberimiz yokmuş güzel dostlar. Ama ya öbür taraf? Orada ne yapacaksınız? Vay halinize derim… Çünkü bu dünyada ne kadar iyi biri olduğunun önemi yok. Bu dünya, iyi olmayanların dünyası olmuş artık. Ama Ahiret… İşte orada herkes hak ettiğini alacak.
Hiç düşündünüz mü? Dostlarınızın arkasından yalan söylediniz, dedikodu ettiniz ve hiç utanmadınız mı? Cahilce davranışlardır bunlar. Bilir misiniz, özür dilemek bir erdemdir. Ve hiç düşündünüz mü hangisi daha çok acıtır: Bir şeyi söyleyip keşke demek mi, yoksa hiç söylemeden içe atmak mı? Unutmayın, öyle bir gün gelecek ki hesap bile veremeyeceksiniz.
Kimse durduk yere çekilmez bir köşeye… Ya hevesi kırılmıştır, ya kalbi, ya da güvendiği insanlar tarafından ihanete uğramıştır. En kötüsü de budur zaten; bunca kötülüğü, en güvendiğin insanlar yapmıştır. Ve sen “yapmaz” dediğin kişilerin elinde parçalanmışsındır.
İnsanları gerçekten tanımak mı istiyorsun? Nasıl sevdiklerine değil, nasıl kızdıklarına bak! Çünkü sevgi çoğu zaman içgüdüseldir, ama öfke karakteri gösterir. Bazıları öfkelendiğinde kırar, bazıları inşa eder. İşte bu yüzden cahillere dikkat edin, dost olmayın onlarla. Çünkü onlar her yerde sizi satar.
Artık eskisi gibi değilim. Dilim sustu, yüreğim duruldu. Bedenim yoruldu, hiçbir şeye hevesim kalmadı. Sadece sessizce yoluma devam ediyorum. Yalan da, dolan da sizin olsun cahiller!
Bırakın herkes hak ettiği yerde kalsın. Fazla değer verirseniz ziyan, az verirseniz gaddar olursunuz. Herkese karşı dengede olun, çünkü ederi neyse o kadardır. Her şeyi akışına bırakın gitsin. Kim ne yaparsa yapsın… Biz kime dost olmadık ki? Herkesi kendimiz gibi dürüst bildik. İşte bu yüzden zarar ettik. Ama olsun… Varsın biz kaybedelim, onlar kazansın.
Ama unutmayın… Bir gün siz de musalla taşına yatacaksınız. “Ben nerede yanlış yaptım?” diye düşünmeye bile fırsat bulamadan... O taşın üstünde durur tabut, çöker üstünüze kara bulut. Ne hayaller biter, ne umutlar. Bitmez... Yarım kalır, taslak gideriz.
Selam olsun güzel dostlara… Selam olsun!