ESRA AKSOY

Anlatılmaz

ESRA AKSOY

 

Çanakkale Destanı, şiirler yetmez, ağıtlar yetmez, koca bir millet var o mücadele destanında. Dünyaya karşı canını ortaya koyarak savaşan bir milletin destanı, askeri,  genci, yaşlısı, kadını bir  olup demir zırhların ardında ki bir orduya karşı verdiklerini bir mücadelenin destanı. Bu öyle bir destan ki tarih yazmaya yürekler okumaya dayanmıyor. Cepheye vatanını savunmaya değil, vatanı için ölmeye gidiyor herkes. Şehit olup Kevser suyundan kana kana içmeye gidiyor... 

Seyit onbaşı sırtında 275 kiloluk mermiyi taşıyor bu cephede, bir asker kaçmamak için ayaklarını bağlıyor, bir asker “komutanım tüfek çalışmıyor, dediğin de tüfekte sorun yok senin parmağın kopmuş” deniyor... Ellerinde kalan tek silah olan süngü ile demir zırhlar deliniyor, mermiler birbiri ile çarpışıyor. Açlık akla gelmiyor, uyku unutuluyor, yaralanan cepheden ayrıldı diye elem duyuyor. 

Bir yiğit ölmeyen askeri kucaklayıp düşman safına taşıyor bu destanda, bir ana beşikte ki bebeğini bırakıp cepheye su taşımaya gidiyor. Nice yiğitler şehit oluyor daha 15 ini doldurmamış askerler uğurlanıyor bu cepheye... 

Dediğim gibi anlatılmaz bu destan, yetmez yazılan şiirler, 106 yıl önce bu topraklarda bir kahramanlık yazıldı kanla toprağın üzerine üstüne ne denilse ne yazılsa boş kalır. Bizlere vasiyet kılındı kanla savunulan bu topraklar bir daha düşman yüzü görmesin, şehit oğlu şehit olarak savunmak da bizlere atalarımızdan vasiyet kılındı, bu destan da. Dünya anladı bu topraklar Türk Milletinindir ve ebedî olarak da öyle kalacaktır diye bu savaşta anladı. Dünya birleşip tek ordu kursa da geçemedi Çanakkale’yi. En son silahlarla saldırıda bulunsalar da alamadılar. Çanakkale cephesi, orada yazılan destan silahla değil imanla, inançla, vatan aşkıyla yazıldı bütün dünyaya. İşte o yüzden burada ve daha nice yerler de anlatılmaz yetmez sözler Çanakkale Destanı için. 

Yazarın Diğer Yazıları