AV. YUSUF AKIN

UYSAL KEŞKERE...

AV. YUSUF AKIN

Omuzları kan yumağı, kurumuş sıska beden.
Bir lokma artığa çöl sıcağında teşekkür eden.
Yığılmış göz kapaklarının üzerine kesek toprak.
Yüzü ayazdan kavrulmuş, çürük kabak yaprak.

Her zulmü taşır kollarında itirazsız köle, sessiz.
Hayır, demeye utanır, kalabalık içinde kimsesiz.
Saraylara kerpiç taşır, bir maşrapa puslu suya.
Sağır kulaklar, pasak, hangi uyarıcı sesi duya.

Bir ömür çalışır egemene, egemen billur yayar.
Kendi kıl çadırında, sırtını hasır yastığa dayar.
Sızlanır durur bir ömür, romatizmalı düşünceler.
Gündüz köleliğin dibinde, aslan kesilir geceler.

On yıl anlatsan özgürlük, neme lazım der geçer.
Hürriyeti bal eylesen, gider küflü köleliği seçer.
Sakınır kendini uğruna can verilmiş usta sözde.
Yalancıdır, küçük çıkarlar barınır, dilde ve özde.

Bir koca özgürlük külliyatını, özü önüne sersen.
Sana ancak inanır, hilebaz efendisini seversen.
Nice canlar bu keşkereler için tarihte oldu feda.
Keşkere yük taşımaya rızalı, çıkmadı ses seda.

Kendi canı, cananı kuru ekmeğe yazgılı durur.
O, egemenin veletleri için çılgınca alkış vurur.
Keşkerenin ruhunda tahtalık, zahmet gereksiz.
Özgürlüğü ne bilsin, killi çamur karan zevksiz.

Duyar açık kulaklar, asil sesi ve bilge seslenişi.
İnsan olmak çok ulvi, özgürlük olmalı kutsal işi.

Yazarın Diğer Yazıları