ABDULLAH FURKAN ÖZKAYA

15 Temmuz: Bir Milletin Dirilişi, Bir Devletin Yükselişi

ABDULLAH FURKAN ÖZKAYA

Türkiye yükseliyordu…
Savunma sanayiinden diplomasiye, ulaşımdan teknolojiye, tarımdan sanayiye her alanda bir silkinişin içindeydi.
Bu yükseliş bazı karanlık odakları rahatsız etti.
Milletin iradesine pranga vurmak isteyenler, 15 Temmuz 2016 gecesi düğmeye bastılar.
Ancak unuttukları bir şey vardı:
Bu milletin tarihi darbelerle yazılmadı; şehadetle, dirayetle, cesaretle yazıldı.

15 Temmuz gecesi başlatılan hain darbe girişimi, Türk milletinin iman dolu göğsüne çarparak paramparça oldu.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, "Milletimizi meydanlara davet ediyorum!" çağrısıyla halk siper oldu.
Devlet Bahçeli'nin daha o akşam yaptığı net açıklama, millet-devlet birlikteliğinin en güçlü göstergesi oldu:

> "Milliyetçi Hareket Partisi demokrasiden yanadır, devletin ve milletin yanındadır!"
Bizlerde o gün dönemin Başbakanı Binali Yıldırım Bey çağrısına henüz başladığı anda dayımla birlikte AK Parti Malatya İl Başkanlığına koşarak ilerledik. Yolda yüzlerce, binlerce insan bir daha eşi benzerine rastlanmayacak araç trafiğinin içinde yerimizi aldık .
Dönemin Malatya Valisi telefonla bağlandı ve tam dikkat onu dinlemeye koyulduk.
Sayın Valimiz : " Devletin valisi görevinin başındadır. Malatyalı Vilayet Meydanına koşsun " der demez. Daha cümlesini bitirmeden dönemin AK Parti İl Başkanı Hakan Kahtalı 'nın ardından Valilik Meydanına tekbirlerle yürüdük. 
Gözü yaşlı insanlar, kararlı duruşuyla Allah u Ekber nidalarıyla ilerliyordu.
Devlet erkanı tam kadro bizi Valilik Meydanında bizi karşıladı. Devlet o gün halkla , halk ise devleti ile kucaklaştı o gün . Mükemmel bir tablo vardı ortada iktidarı ile , muhalefeti ile herkes omuz omuza darbeye dur !! diyordu.
Siyasi görüşü ne olursa olsun, Türkiye tek yürek oldu.
Tankların önüne yatanlar, kurşunlara karşı duranlar, FETÖ’cü üniformalı teröristlere “Dur!” dedi.

Bu, sadece bir darbeye karşı çıkış değil;
Yeni dünya düzenine “artık Türkiye var” deyişiydi.
Ekonomik Tahribatın Bilançosu

FETÖ’nün ihanet girişimi yalnızca canlarımıza değil, ekonomimize de ağır bir darbe vurdu.
15 Temmuz sonrasında yaşanan ekonomik etkiler şu şekilde özetlenebilir:

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) verilerine göre, 2016 Temmuz ayında sadece bir haftada 10 milyar doları aşkın döviz çıkışı yaşandı.

Borsa İstanbul'da 15 Temmuz’un hemen ardından %7’lik değer kaybı oldu.
Türkiye'nin risk primi (CDS) hızla yükseldi ve 300 baz puanı aştı.
Dolar kuru 15 Temmuz öncesi 2,89 seviyesindeyken, kısa süre içinde 3,10 TL'yi geçti.
Ekonomik güven endeksi 2016 Temmuz ayında %11,6 oranında düşerek 95 seviyesine indi.

Turizm sektörü ciddi şekilde etkilendi; iptal edilen rezervasyonlar ve darbe endişesiyle 2016 yılında yaklaşık 9 milyar dolarlık kayıp yaşandı.


Ama Türkiye, bütün bu saldırılara rağmen diz çökmedi.
Yerli ve milli direniş ruhu, ekonomideki toparlanmayı hızlandırdı.
Başlatılan “Döviz Bozdur” kampanyaları, milli birlik ruhunu ekonomiye taşıdı.
Yatırımlar hız kesmeden devam etti, 2017 yılına girerken Türkiye yeniden büyüme trendine girdi.

Yeni Türkiye'nin Ayak Sesleri Duyuluyordu...

15 Temmuz gecesi milletimiz sadece bir darbeyi püskürtmedi.
Aynı zamanda "eski Türkiye" ile de vedalaştı.
Yeni Türkiye'nin temelleri o gece kanla, canla, dua ile atıldı.

Sabahın ilk ışıklarında Atatürk Havalimanı'na inen Sayın Cumhurbaşkanımızı karşılayan kalabalık, adeta şu mesajı haykırıyordu:

> "Menderes’i astınız, Özal’ı zehirlediniz, ama Recep Tayyip Erdoğan’ı size asla yedirmeyeceğiz!"

O gün millet bir kere daha devletiyle bütünleşti.
Kadın-erkek, genç-yaşlı, sağcı-solcu ayrımı ortadan kalktı.
15 Temmuz, birliğin, dirliğin, vatan sevgisinin şahlandığı bir dönüm noktası oldu.
Bugün artık biliyoruz ki 15 Temmuz, sadece bir tarih değil;
Bir milletin varoluş mücadelesidir.
15 Temmuz, 1071’in, 1453’ün, 1923’ün devamıdır.
O gün Türkiye yeniden doğdu.
Ve şehitlerimizin kanı, bu toprağı yeniden “vatan” kıldı.

247 şehidimizi rahmetle, binlerce gazimizi minnetle yâd ediyoruz.
Bize düşen, onların bıraktığı emaneti taşımak;
Türkiye’yi daha güçlü, daha özgür, daha bağımsız bir geleceğe taşımaktır.

“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.” sözü karşılık bulmuştu bir kez daha .

15 Temmuz, Türk milletinin küresel senaryolara boyun eğmeyeceğinin ispatıdır.
Bu millet artık sadece sahada değil, masada da var.
Bundan böyle kimse Türkiye'ye yön çizemez.
Çünkü bu millet, istiklaline de istikbaline de kendisi karar verir.

Allah bu millete bir daha 15 Temmuz yaşatmasın…
Ama unutturmasın da!
Çünkü 15 Temmuz, bir milletin diriliş destanıdır.

Yazarın Diğer Yazıları