• Haberler
  • Sağlık
  • Uzmanından ailelere uyarı: Ekran maruziyeti otizm belirtilerini tetikleyebiliyor!

Uzmanından ailelere uyarı: Ekran maruziyeti otizm belirtilerini tetikleyebiliyor!

Çocuk Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Yunus Emre Dönmez, ailelere 'En ufak şüphede bile uzmana başvurun' çağrısı yaptı

Özellikle 4 yaş altı çocuklarda yoğun ekran kullanımının konuşma gecikmesi, göz teması kuramama ve sosyal etkileşim sorunlarına yol açabildiğine dikkat çeken Çocuk Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Yunus Emre Dönmez, ailelere "En ufak şüphede bile uzmana başvurun." çağrısı yaptı.

İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Çocuk Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Yunus Emre Dönmez, İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada, Malatya'da deprem ve pandemi sonrası çocuk ve ergenlerde ruhsal sorunların belirgin şekilde arttığını belirterek, erken teşhis, aile desteği ve koruyucu ruh sağlığı hizmetlerinin önemine dikkat çekti.

"Toplumsal faktörler çocuk ve ergen ruh sağlığı açısından çok önemli"

Çocuk ve ergen ruh sağlığını etkileyen faktörlere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Doç. Dr. Yunus Emre Dönmez, toplumsal etkenlerin bu alanda son derece belirleyici olduğunu ifade etti. Dönmez, "Toplumsal faktörler çocuk ve ergen ruh sağlığı açısından çok önemli. Birçok olumsuz faktör buna neden olabiliyor ancak biz deprem yaşamış bir şehiriz. Yaşadığımız bu büyük felaket, başta çocuk ve ergenler olmak üzere depremi yaşayan herkesin ruh sağlığını ciddi anlamda olumsuz etkiledi." dedi.

"Depremden sonra travma sonrası stres bozukluğu ve akut stres tepkileriyle karşılaştık. Sonrasında ise depresyon, anksiyete bozukluğu gibi birçok ruhsal hastalık arttı"

Depremin şehir yaşamı üzerindeki etkilerine değinen Dönmez, şöyle devam etti:

"Şehrin sosyal yaşamının olumsuz yönde etkilenmesi, yaşanan kayıplar ve bu durumun travma boyutunda izler bırakması çocuk ve ergenlerin ruh sağlığını çok ciddi oranda etkiledi. Depremin hemen ardından travma sonrası stres bozukluğu ve akut stres tepkileriyle karşılaştık. Sonrasında ise depresyon, anksiyete bozukluğu gibi birçok ruhsal hastalığın sıklığının özellikle bu bölgede arttığını görüyoruz."

"Deprem ve pandemi etkilerini halen görmekteyiz"

Pandemi sürecinin de tabloyu ağırlaştırdığına dikkat çeken Dönmez, "Depremle birlikte deprem öncesindeki pandemi dönemi de çocuk ve ergenlerin ruh sağlığını olumsuz etkiledi. Bu iki felaket çocukların sosyal etkileşimlerini ve eğitim hayatlarını ciddi düzeyde sekteye uğrattı. Özellikle bizim bölgemizde bu iki süreci de yaşayan şehirlerde çocuk ve ergenlerin ruh sağlığı çok ciddi düzeyde etkilendi. Bunun etkilerini halen kliniğimizde görmeye devam ediyoruz." ifadelerini kullandı.

"Göç gibi faktörler toplumsal yapıyı ve dinamikleri değiştiriyor"

Toplumsal değişimlerin de ruh sağlığı üzerinde etkili olduğunu belirten Dönmez, "Ülkemiz göç alan bir ülke. Göç gibi faktörler toplumsal yapıyı ve dinamikleri değiştiriyor. Bu durum da çocuk ve ergenlerin sağlıklı ruhsal gelişiminde bazen olumsuz sonuçlara yol açabiliyor. Sosyokültürel yapı, sosyoekonomik seviye ve toplumda iz bırakan olaylar çocuk ve ergenlerin gelişimini olumsuz etkileyebiliyor." dedi.

"Farklı problemleri ya da kronik hastalıkları bulunan çocuk ve ergenler bu süreçlerden çok daha fazla etkileniyor"

Her çocuğun aynı düzeyde etkilenmediğini vurgulayan Dönmez, "Elbette her çocuk mutlaka bu durumlardan etkilenir demiyoruz. Ancak baş etme becerileri zayıf olan, ailesel desteği yetersiz olan, farklı problemleri ya da kronik hastalıkları bulunan çocuk ve ergenler bu süreçlerden çok daha fazla etkileniyor." şeklinde konuştu.

"Çocuklar çok erken yaşlarda telefon, tablet ve televizyona maruz kalıyor"

Ekran maruziyetine ayrı bir parantez açan Dönmez, son 20 yılda bu alanda ciddi bir artış yaşandığını belirterek, "Biz bunu sadece ekran bağımlılığı olarak değil, ekran maruziyeti olarak değerlendiriyoruz. Özellikle okul öncesi dönemde çocuklar çok erken yaşlarda telefon, tablet ve televizyona maruz kalıyor. Ne yazık ki 1–2 yaşından itibaren ekranla tanışan çocuklar görüyoruz." dedi.

"Uzun süreli ekran maruziyetinde otizm, göz temasında kısıtlılık konuşmada gecikme gibi birçok belirtiyle karşılaşabiliyoruz"

Ekran kullanımına ilişkin net uyarılarda bulunan Dönmez, şu ifadelere yer verdi:

"Biz 4 yaşına kadar çocukların ekrana maruz kalmamasını tavsiye ediyoruz. Uzun süreli ekran maruziyetinde özellikle okul öncesi dönemde otizm belirtileriyle karşılaşabiliyoruz. Göz temasında kısıtlılık, ismine dönüp bakmama, konuşmada gecikme, akran ilişkisi kurmama gibi birçok belirtiyi bu çocuklarda gözlemliyoruz."

"Dört yaşına kadar çocukların ekrana maruz bırakılmaması çok önemli"


Bazı belirtilerin kalıcı olabildiğine dikkat çeken Dönmez, "Aileler bize başvurduğunda sorunun ekran maruziyetinden kaynaklandığını görüyoruz. Ancak ekranı kısıtladığımızda her zaman düzelme olmayabiliyor. Bu nedenle ailelerin çok dikkatli olması gerekiyor. Dört yaşına kadar çocukların ekrana maruz bırakılmaması, hatta çocuğun bulunduğu ortamda mecbur kalınmadıkça televizyonun açık olmaması önemli." dedi.

"Çocuklarda bir belirti görüldüğünde mutlaka bir çocuk psikiyatrisi uzmanına başvurulmalı"

Ailelerin hangi durumlarda uzmana başvurması gerektiğini de değinen Dönmez, "Konuşmada gecikme varsa, çocuk ismine dönüp bakmıyorsa, göz teması kurmuyorsa, sosyal ilişki ve etkileşimde sorun yaşıyorsa mutlaka bir çocuk psikiyatrisi uzmanına başvurulmalı." diye konuştu.

"Yetişkinler için madde bağımlığı tedavi merkezleri var ancak çocuk ve ergenler için bu sayı çok kısıtlı"

Çocuk ve ergen ruh sağlığı alanında yapısal sorunlar bulunduğunu ifade eden Dönmez, "Özellikle bağımlılık konusu çözülmesi gereken önemli bir problem. Madde bağımlılığı ülkemizde ciddi bir sorun haline geldi. Yetişkinler için merkezler var ancak çocuk ve ergenler için bu merkezlerin sayısı çok kısıtlı. Bu sayıların artırılması gerekiyor." dedi.

"Çocuk ve ergen ruh sağlığına yönelik yataklı servislerin mutlaka artırılması gerekiyor"

Yataklı servis ihtiyacına da değinen Dönmez, "Ayaktan tedavisi mümkün olmayan çocuk ve ergen hastalarımız oluyor. Ancak ülke genelinde çocuk ve ergen ruh sağlığına yönelik yataklı servis sayısı yetersiz. Bu servislerin mutlaka artırılması gerekiyor." ifadelerini kullandı.

"Çocukları ve ergenleri önceleyen yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerekir"

Koruyucu ruh sağlığına vurgu yapan Dönmez, "Çocukları ve ergenleri önceleyen yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi, ailelerin bilgilendirilmesi ve bu alanda eğitimlerin artırılması çok önemli. Ayrıca uzman sayısının artması, poliklinik yükünün azalması ve hastalara ayrılan sürenin daha kaliteli hale gelmesi gerekiyor." dedi.

"Çocuk ve ergen ruh sağlığında erken teşhis ve tedavi çok önemli"

Son olarak ailelere çağrıda bulunan Dönmez, "Çocuk ve ergen ruh sağlığında erken teşhis ve tedavi çok önemli. Aileler çocuklarıyla ilgili en ufak bir şüphe duyduklarında vakit kaybetmeden başvurmalı. Erken müdahale ile tedavi çok daha kolay ve kısa sürüyor. Geç kalınan vakalarda ise, tedavi hem zorlaşıyor hem de uzuyor. Bu nedenle hiç tereddüt etmeden bize başvursunlar." diye konuştu. (İLKHA)

İLKE HABER AJANSI

Bakmadan Geçme

WhatsApp İhbar Hattı
05323866251
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!