Malatya'nın Yerel Sözlüğü
Malatya'nın Yerel Sözlüğü
Türk Dil Kurumu’nun 1980–1995 yılları arasında gerçekleştirdiği “Ana Diller Araştırması”, Malatya ve çevresindeki yöresel konuşma biçimleri ile kelime hazinesini ortaya koydu. Araştırmaya göre Malatya’da Türkçe’nin yerel ağız özelliklerinin yanı sıra Zazaca etkisi de görülüyor.
Çalışma, Erzincan, Tunceli, Elazığ, Malatya ve Batman’da Zazaca; İstanbul ve civarında ise Bulgarca konuşan toplulukların izlerini kayıt altına alıyor. Bu kapsamda Malatya yöresinde günlük yaşamda kullanılan yüzlerce özgün kelime tespit edildi.
Yöre halkının iletişim biçimi, doğa, tarım, hayvancılık, aile yaşamı ve günlük ihtiyaçlara göre şekillenen zengin bir söz varlığı sunuyor. “Anıh”tan “Zağal”a uzanan bu kelimeler, bölgenin kültürel hafızasını yaşatmaya devam ediyor.
Yöresel Konuşma Dili
A
Anıh: Nane
Allak: Fitne-fesat
Arruta: Sevilen küçük kız çocuklarına denir
Ariş: Üzüm asması
Ayahçak: Merdiven
Ayem: Hava
Ayakyolu: Tuvalet
B
Buyma: Üşümeden dolayı donacak hale gelme
Bayak: Demin, az önce
Beden dibi: Sur dibi
Bervanik: Önlük
Bıldır: Geçen sene
Bibi: Babanın kızkardeşi
Bicik: Buzağı
Bilik: Bir çeşit tandır ekmeği
Boyna: Daima
C
Carı: Çabuk
Cecim: Kilim
Cıbıl: Züğürt
Cılğa: İnce patika yol
Cıncık: Cam, yeni ve güzel eşya
Cılkıtma(Cığızlama) :Oyun bozma
Cücük: Kuş yavrusu
Cünüt: Bataklık
Ç
Çaput: Bez parçası
Çapik: Alkış
Çabik: Acele
Çağa: Çocuk
Çıtma: Fiske
Çimmek: Yıkanmak
Çirçirik: Ağustos böceği
Çömçe: Kepçe
D
Dapınmak: Ara ara uyumak(şekerleme yapmak)
De-ya: İşte orası
Dehliz: Üstü kapalı geçit
Deyirmi: Yuvarlak
Densiz: Uygun olmayan söz ve hareketi yapan, patavatsız
E
Ellam: Herhalde
Elpikleme: Tahılı tepirle samandan ayırma işi
Erbet/ aşeret: Acayip
Erinme: Üşenme
Eyin-öyün: Baştan savma
Efil-efil: Rüzgâr esmesi
Efin tefin: Darmadağın
F
Fenikme: Bunalma
Fırfırik: Fırıldak
Fırt: Yudum
G
Gangırma: Bükmek-eğmek
Gidişme: Kaşınma
Gıcıktırma: Kızdırma
Göyünme: Yanmaya yüz tutmuş
Gevende: Geveze
Gever: Bahçe küçük bölüm
Guzlacı: Doğuracak hayvan
goruk: Olmamış üzüm
Govik: Huni
Göbelek: Mantar
Gıdik: Oğlak
H
Hele ki: İyiki
Hezacı: Hile yapma
Hayma: Bahçelerdeki ağaçtan yapılan gölgelik
Him- hime: Sırtsırta, bitişik, temel temele
Him: Bina temeli
Hakket: Hakikaten
Hıtap: Pide çeşidi
Hış ter: Aşırı terlemek
I
Ikınma: Bir işi zorlanarak yapma
İ
İleç: Bahis
İlenme: Çığlık atma
İçme: Ilıca
K
Kulunç: İki omuz arası
Kakırcama: Bayatlama, bozulma
Kındırik: Ufak tefek
Kırtik: Biraz
Kırcik: Taşla oynanan mahalli bir oyun
Keçeşme: Uyuşma
Kızzılkurt: Kızgınlıkla söylene bir sözcük
Kurrik: Sıpa
Kantarma: Kemerli yapı
Köme: Yığın
Kodafa: Bir çeşit sepet
Kuşgana: Tencere
Kortik: Çukur
L
Lappıdana: Ortadan konuşma
Lüllük: Musluk
Lülük: Bir sıkımlık köfte
Lığlama: Yuvarlanma
M
Manca: Sirkeli salata
Melhem: Krem, ilaç
Mered: Ölenden kalan işe yaramaz şey
Mitil: Eskimiş yatak
Mıt -mıt: Yavaş yavaş
N
Nıkıs: Eli sıkı cimri
Niniyesen: Sanane
Nezelme: Eskime, yıpranma
O
Oğunma: Bayılma
Onat: Doğru
Onartmak: Tamir ettirmek
O’saat: Anında
Ö
Örgetleme: Aklınıçelme, akıl verme
Özü baymak: Acımak
Öykünme: Taklit etme
P
Pallikleme: Elle yoklama
Peçel: Beceriksiz, sakar
Pezzik: Sebzenin yapraklı kısmı
Pisik: Kedi
Papur yolu: Kırkgöz köprüsünden geçen eski ipek yolu
Peg: Yıkık ev, harabe
S
Sındı: Makas
Silepce: Abdest kabı
Sırpıncak: Kaygan
Soyha: Ölünün arkasından kalan eşyası, uğursuz
Surha: Angarya
Sasımış: Bozulmuş, korkmuş
Ş
Şapşak: Su kabı
Şuka: Pestilinkatlanmış şekli
Şakuka: Yabani süslü kabak
Şorik: Tükürük
T
Teşt: Büyük Leğen
Teze yağ: Tereyağı
Totaba: Hizmetçi kız
Tevek: Üzüm yaprağı
Tor: Yabani hayvan
Tuman: Külot
Tohlu: Bir yaşında erkek kuzu
Tosbağa: Kaplumbağa
U
Uşak: Çocuk
Urğunurğun: Gizli gizli
Ü
Üleş: Leş
Y
Yarenlik: Latife
Yanpeş: Yan yan yürüyen
Z
Zarha: Buğdaydan yapılmış kuru gıdaların tümü
Zıbın: Kadın giysisi
Zoku/Soku: Büyük taş dibek
Zağal: Tembel