Başkan Taşçı, Kurucu ve Emek Verenlerin Önemi
Başkan Taşçı, Kurucu ve Emek Verenlerin Önemi
Hak-İş Konfederasyonu, kuruluşundan itibaren emeğe saygı, adalet ve çalışan haklarının korunması ilkeleriyle hareket etmiştir. Kurumsal misyonu, işçi haklarını savunmak, emeği görünür kılmak ve çalışma yaşamında adil davranış standartlarını yaygınlaştırmaktır.
Ancak son yıllarda gözlemlenen uygulamalar, kurum yönetiminin bazı etkinliklerde (örneğin kuruluş yıl dönümleri) kurucu liderler, kurucular, emeği geçmiş çalışanlar ve ailelerini ihmal etmesi, kurumsal değerler ile şahsi ilişkiler arasındaki dengesizliği ortaya koymaktadır.
2. Kurucu ve Emek Verenlerin Önemi
Kurucu Genel Başkan, kurucular ve kuruluş sürecinde emeği geçen çalışanlar, Hak-İş’in temelini atan önemli aktörlerdir.
Emeğe saygı, yalnızca sözde değil, uygulamada da görünür olmalıdır.
Kuruluş yıl dönümleri ve özel günlerde, katkı verenlerin hatırlanması, teşekkür edilmesi ve onurlandırılması, kurumsal hafızayı güçlendirir.
3. Durum Analizi
3.1 Katılım ve Davet Politikası
Kurucu Genel Başkan, kurucular ve kurucu ekipte yer alan birçok kişi, Hak-İş’in kuruluş yıl dönümü etkinliklerine davet edilmemektedir.
Kurucuların aileleri, emeğe katkıları ne kadar büyük olursa olsun, hatırlanmamakta veya etkinliklere dahil edilmemektedir.
Özellikle Hak-İş’in ILO katılımını sağlayan ve kuruluş sürecinde önemli rol üstlenen bürokratlar (Müsteşar Ali Toptaş, Genel Müdür Yardımcısı Abdullah Sertkaya ve Dr. Osman Yıldız) düzenlenen etkinliklerde hiç davet edilmemektedir. Daha bunlar gibi sayısız emeği geçen kişiler vardır.
3.2 Yönetim Anlayışının Analizi
Mevcut yönetim anlayışı, “kişisel ilişkilere göre ödüllendirme” ilkesine dayanmaktadır.
Kurumsal kararlar ve ödüllendirmeler, objektif başarı, emek ve katkı yerine, yöneticilerle yakın ilişkisi olan veya şahsi menfaat ilişkisi bulunan bireyleri ön plana çıkarmaktadır.
Emeğe saygı, kurumsal hafıza ve kurucu değerler ikinci plana itilmekte, kurumsal hatırlama ve takdir mekanizmaları kişisel önyargılarla şekillenmektedir.
Bu yaklaşım, çalışanlarda aidiyet ve motivasyon kaybına yol açmakta, kurumsal sürdürülebilirlik ve adalet algısını zedelemektedir.
3.3 Etkiler
Kurumsal hafızanın zayıflaması ve emeğe saygısızlık, gelecekte benzer katkı sahiplerinin de tanınmamasına yol açar.
Kurum içi motivasyon ve aidiyet azalır; çalışanlar kendilerini değerli hissetmez.
Kurumsal ve kolektif hedeflerin yerine, şahsi eğilimler ve bireysel ilişkiler ön plana çıkar.
4. Öneriler
1.Kurumsal Değerleri Önceliklendirme: Kurum yönetimi, etkinliklerde ve ödüllendirmelerde emeği, katkıyı ve kurucu değerleri öncelikli olarak dikkate almalıdır.
2.Katılımın Objektif Kriterlere Dayandırılması: Davet ve takdir mekanizmaları, kişisel ilişkilere değil, liyakat, görev ve katkıya dayandırılmalıdır.
3.Kurucu ve Çalışan Hafızasının Korunması: Kurucu liderler ve kurucuların aileleri, emeğin ve katkının hatırlanması açısından etkinliklerde temsil edilmelidir.
4.Kurumsal Motive Edici Politika: Çalışanların aidiyet duygusunu artıracak ve emeğe saygı gösterecek düzenlemeler hayata geçirilmelidir.
5.Kurumsal Akıl ve Karar Süreçleri: Yönetim, şahsi ego ve bireysel husumetleri ön plana çıkaran değil, kurumsal akla ve kolektif değerlere dayalı kararlar almalıdır.
6.Kurucu ve Çocukları: Kurucuların aileleri ve çocukları, emeğe katkıları ne kadar büyük olursa olsun, hatırlanmamakta veya etkinliklere dahil edilmemektedir. Bu, sadece vefasızlık ve emeğe saygısızlık değil, aynı zamanda göz ardı edilme anlamına gelmektedir. Bunu yapanlar, görevden ayrıldıktan sonra hiç hatırlanmayacaklardır; çünkü bu kötü yolu onlar açmıştır. “Kazılan kuyuya önce kazan düşer.”
5. Sonuç
Hak-İş, emeğe saygı gösterdiğinde yalnızca çalışan haklarını savunmakla kalmaz; kurumsal hafızayı korur, aidiyet ve güveni güçlendirir ve toplumsal ile sendikal değerlere uygun bir kültür oluşturur. Katkı verenlerin unutulmaması, emeğin ve hakkın gerçek anlamda değerini göstermenin en somut yoludur.
Mustafa Taşcı
Hak İş Kurucu Genel Başkanı
Bakmadan Geçme
