Saadet Partisi Malatya'dan Nüfus ve Aile Yapısı Alarmı

Saadet Partisi Malatya İl Başkanlığı, Türkiye'nin demografik yapısında yaşanan değişimlere dikkat çekerek kapsamlı bir değerlendirmede bulundu. Yapılan açıklamada, doğurganlık hızının yenilenme seviyesinin altına düşmesi, genç nüfus oranındaki gerileme ve nüfus artış hızının tarihsel olarak en düşük seviyelere inmesinin, ülkenin geleceği açısından ciddi riskler barındırdığı vurgulandı.

Açıklamada, Türkiye'nin artık yalnızca nüfus sayısı değil; nüfusun niteliği, toplumsal dengesi ve aile yapısının sürdürülebilirliği açısından kritik bir eşikten geçtiği ifade edildi. Bu tablonun, ekonomik tedbirlerin tek başına yeterli olmadığını gösterdiğine dikkat çekilerek, ahlaki ve manevi temeli güçlü bir toplum inşasının zorunlu hale geldiği belirtildi.

Saadet Partisi Malatya İl Başkanlığı, Milli Görüş hareketinin yarım asırdır savunduğu 'Önce Ahlak ve Maneviyat' anlayışına vurgu yaparak, bu ilke olmadan sağlıklı bir toplum, güçlü bir aile yapısı ve güvenli bir gelecek inşa edilemeyeceğini kaydetti. Ahlaki çöküş, toplumsal güvensizlik, değer erozyonu ve sosyal çözülmenin, nüfus krizini derinleştiren temel faktörler arasında yer aldığı ifade edildi.

Türkiye'de aile yapısının küçüldüğüne, evlilik yaşının yükseldiğine, boşanma oranlarının arttığına ve ilk çocuk sahibi olma süresinin giderek uzadığına dikkat çekilen açıklamada; gençlerin ekonomik güvensizlik, işsizlik, yüksek kira bedelleri ve gelecek kaygısı nedeniyle aile kurmayı ertelediği vurgulandı. Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranının yüksekliği ile genç işsizliğinin tehlikeli boyutlara ulaştığına da işaret edildi.

Açıklamada, nüfus azalmasının ötesinde asıl riskin; milletin moral gücünün zayıflaması, aile kurumunun yıpranması ve toplumsal dayanışmanın gerilemesi olduğu belirtildi. Yaşlanan nüfus, daralan iş gücü, artan sosyal güvenlik yükü ve sağlık-bakım sistemine binen maliyetlerin orta ve uzun vadede yönetilmesi zor bir tablo ortaya koyduğu ifade edildi.

Saadet Partisi Malatya İl Başkanlığı, nüfus politikalarının yalnızca 'daha çok çocuk' çağrısına indirgenmesinin yanlış olacağını vurgulayarak, Türkiye'nin güçlü aile yapısını destekleyen, gençlere umut ve güven veren, sosyal adaleti sağlayan ve ahlaki-manevi temelleri güçlendiren uzun vadeli ve kapsayıcı politikalara ihtiyaç duyduğunu belirtti.

Ekonomik güvence, istihdam olanakları, barınma desteği ve aile dostu sosyal politikaların önemli olduğu belirtilirken, bunların ahlaki ve manevi temeli güçlü bir toplum anlayışıyla birleşmediği sürece kalıcı çözümler üretemeyeceği kaydedildi. Açıklama, 'Bugün alınacak doğru kararlar; güçlü aile yapısı, değerlerine bağlı gençlik ve huzurlu bir toplum demektir' ifadeleriyle sona erdi.