Köle Kim Efendi Kim

TÜM YAZILARI SON GÜNCELLEME: 30 Ocak 2021 22:56

1970 yıllara bakıldığında bu zamanla o zaman bazı alındığında o zamana bakınca o dönemde yaşayan halkın tüketim kaynaklarında ucu bucağı görünmeyen kuyruklar oluşuyormuş. Fiyatlar ise o zamana göre yine ateş pahası.

Bir kuruşluk malzeme liralara kadar çık yormuş...

O zamana bakınca, ülkenin durumu belli, borç batağında boğazına kadar batmış, dışarıya bağımlı bir ülke, bu şartlar altında da birde ekonomik kriz ve daha sayamadığımız şeyler olunca ürünlerin yetersizliği kıtlığa kadar götürüp, karaborsaya düşmesine neden olduğundan dolayı bu kuyrukların oluşmasını, fiyatların pahalılığını anlarız yada anlamış gibi yapalım. Bu durumun dahi anlaşılır tarafı yok da öyle var sayalım..

Şimdi 21 yy Türkiye'sine dönecek olursak.

1970 li yılların hiç birisini bu dönemde görmek mümkün değil.

Her istediğimiz bir telefonla elimizin altında.

Peki bu fahiş fiyatlar neyin nesi..

Devleti oluşturan vekiller neden bunu görmüyorlar.

Bu vekiller. Neden bir Hz Ömer olmuyorlar, neden bir Yavuz Sultan han, neden Fatih Sultan Han, neden Vali Recep Yazıcıoğlu olmuyorlar.

Halkın arasına tebdili kıyafet, karışıp halk gibi davranmıyorlar. Neden sıradan bir halk gibi alış verişi temassız kartla değil kredi katıyla değil, peşin ödeyip aldıkları ürünün ne kadar tuttuğunun hesabını yapmıyorlar.

Ben halk olarak Cumhur ittifakının vekillerini tanımak istiyorum çerçeveden değil, görseliyle değil, icraatıyla tanımak istiyorum.

Öyle ki vekiller kendilerine onar kişilik futbol takımı kurmuşlar kaleci olacakta halktan birini seçmişler ve tek kale maç yapıyorlar, hakemlerimde bu durumda Recep Tayyip Erdoğan, karşı taraftan yedikleri her golde kaleci azarlanıyor. Tek suçlu da vekillerin arkasını korumakla görevli olan kalecidir neymiş efendim niye gol yemiş diye birde öyle azarlanır seçtiği vekili tarafından.

Sorarım sayın vekiller.

Neden halkla bu maçı bir arada yapmıyorsunuz?

Cumhur ittifakını destekleyen ve içinde olan herkim varsa, hangi parti üyesi varsa bir zahmet sahaya inin, haklın çektiği perişanlığı görün.

Renk camların arkasından şehirler yönetilmez, ikinci ağızdan halkın sorunları dinlenilmez. Halk bir maruzatını size bildirdiği zaman ne istiyormuş olarak cevap vermeyin, açın o renkli camlarınızı inin o kurşungeçirmez kafeslerinizden halkla içine gözünün içine bakın neye ihtiyacın var diye sorun. Halkla aranızdaki perdeyi kaldırın artık siz halk olun, halkta siz olsun. Ülke ve şehirler böyle yönetilir.

Marketlerdeki fiyatlar almış başını gidiyor. Kimse evine kuru gıdadan başka bir şey götüremiyor..

Asgari ücrete verilen 500 TL'lik zam daha çalışanın hesabına yatmadan iki katında alarak gidiyor ve biz göremiyoruz.

Şimdi yattığı yerden rahmetli Özal'ın kemikleri sızlıyordur, serbest piyasayı Türkiye'ye getirdiği için. Eğer ki bu serbest piyasanın halkın belini büktüğünü görseydi;

herhalde bin defa pişman olurdu yattığı yerden..

Devletin buna bir an önce dur demesinin vakti geldi ve hatta geçiyor bile.

Nasıl ki daha ürünün ne kadar olacağını bilmediği ve hasadını yapmadığı ürüne rekolte fiyatı koyan devlet marketlerde bir fiyat kısıtlaması getirsin. Ve devletimiz bunu yapacak güçte belli bir fiyatın üstünden en önemli gıda sektörüne giren her ne varsa onlara rekolte bedeli koysun o fiyatın üstüne ürünü satamasın. Bu gidişle Coronanın bitiremediği halkı bu rahiş fiyatlarla bitirmeye çalışıyorlar.

Yada bunun arkasında başka bir şey var.

Kafeler, restoranlar kapalı herkes paket servis yapıyo ve bu da sınırlı sayıda bu marketteki ürünlerin bu kadar zamlanması kimin işine yarar bir düşünün. Neden diye hiç kendine soranınız olmuşudur.

Ben söyleyeyim..

Zaten marketlere gidip bir ton para harcayacağınıza o parayla lokantalardan o yemekleri sipariş verebilirsiniz demi . Bakın hiç zahmet çekmeden emek harcamadan yemekler paket servisle evinizde.

Millet ittifakına diyecek sözümüz yok.

Çünkü onların halkla işleri yok, onların işi kausla, hengâmeyle, curcunayla, gösterilerle. Onlar markette süt almazlar yerine aslan sütü içerler, meyve suyu yerine, arpa suyu içerler, onlar tavuk yumurtası yemezler, onlar havyar yerler. Genelde öyle etle metle işleri olmaz çünkü sebze ağırlıklı onların yemekleri onların beslenme tarzı farklı, geçim kaynakları, ya dağdan gelir, ya sudan yâda havadan. Onların geçim sıkıntısı gibi dertleri yok. Onun için Türkiye'nin sıkıntısı millet ittifakını bağlamıyor.

Bugün:

Malatya milletvekilleri özellikle Öznur Hanım yanına da il başkanını alarak her gün 21 Ocak depreminde, der permden dolayı hayatını kaybeden ailelerin yakınlarını ziyaret ediyorlar. Ölenlerin ruhlarına dualar okuyorlar. Ne güzel ölenlerin ahiretini iki dua bir aminle kurtarıyorlar.

O zaman her şey tamam oluyor bütün sorunlar çözülüyor mu?. Nasıl olsa duamızı ettik ya demi ama..

Ya yaşayan akrabaları için ellerini taşın altına ne zaman koyacaksınız diye de ben sorayım.

Ve yazıma

Hz Muhammedîn Uhud savası sonrasında yaptığı konuşmasıyla nokta koyalım.

Hani o gün Uhud Savaşında hakim tepe okçular yerleştirip siz burada benim emrimi bekleyin ben emir vermedendi oradan ayrıl mayın demişti.

Okçular. Bir an yese uğrayıp nefislerine yenik düşüp müşrikler kaçıyor diye hakim tepeyi bırakıp onların bıraktıkları ganimetleri almak için yerlerini terk etmişlerdi. Daha sonra onların yerlerini terk ettiklerini fark eden müşrikler geri dönüp ani saldırınca Hz Muhammedin Mübarek dişi kırılmış ve savaşı kaybetmişlerdi..

Sonrasında Peygamber Efendimiz İlk Cuma hutbesinde" Ey insanlar ben biliyorum ki bundan sonra putlara tapmazsınız benim tek görküm ve endişem nefisinize yenik düşmeniz ola" demiştir.

Şimdi şu zamana bakıyoruz da ne kadar doğru söylemiş. İnsanların gaflete düşmesi hepsi nefsinin esiri olasıdır…

SON 5 YAZISI

Kıssadan Hisse

21 Ekim 2021 23:55

OKU

Abuzer'in Aşı

16 Haziran 2021 11:10

OKU

Aciziyetin Bu Kadarına da Pes...!

21 Şubat 2021 02:40

OKU

Boğaziçi Üniversitesi

10 Şubat 2021 16:38

OKU

İndirime Gel İndirime

06 Şubat 2021 17:59

OKU