Ne Ektik...

TÜM YAZILARI SON GÜNCELLEME: 23 Ocak 2024 15:44

Zamanın hükümdarı bir gün ülkenin âlimlerini yanına çağırır, kendisine nasihatlerde bulunmalarını ister ve içlerin biri: - Sana iyilik edene yaptığı iyiliğin on katı fazla iyilik yap, sana kötülük edene ise bir şey yapma onu kendi haline bırak, onun kötülüğü kendine yeter. Der Bu sözler hükümdarın çok hoşuna gider, bunu fark eden âlimlerden biri onu kıskanır ve çekemeyerek hükümdara: - Hükümdarın bu adam bana sizin ağzınızın kötü koktuğunu söyledi, der - Doğru mu söylüyorsun? - Elbette doğru söylüyorum hükümdarım eğer yanınıza yaklaştığında ağzını ve burnunu kapatırsa bu söylediğim de doğru çıkar, der Hükümdar: - Bir tecrübe edelim der ve o âlimi bir akşam sohbeti için saraya çağırır. Bunun üzerine âlimin arkadaşı onu önceden yemeğe çağırır ve ona bol sarımsaklı bir yemek yedirir. Hükümdarın yanına gittiğinde de ağzı kokmasın diye de ağzını kapatmasını ve yanına çok yaklaşmamasını tembih eder. O zat hükümdarın yanına vardığında sarımsak kokusu hükümdarı rahatsız etmesin diye uzak durur fakat hükümdar yanına çağırdığında da ağzını kapatarak konuşmaya başlayınca da hükümdar diğerinin söylediklerinin doğru olduğunu düşünmeye başlar ve sohbet sonunda da bir kâğıda birkaç söz yazdıktan sonra sarıp âlime verir ve bunu filan komutana ver der. Âlim kâğıdı alıp saraydan ayrıldıktan sonra karşısına yine aynı adam çıkar ve ona neler olduğunu sorar, bunun üzerine oda ona: - Hükümdarla sohbet ettikten sonra bana bu fermanı verdi, der. Bunun üzerine diğer arkadaşı sohbetin karşılığı bir mükâfat aldığını düşünerek fermanı kendisine vermesi konusunda ısrar eder. Böylece alacağı mükâfatı kendisi alacaktır, diye plan yapar. Âlim fermanı adama vermeye razı olunca oda tarif edildiği üzere komutanın yanına gider ve elindeki fermanı ona uzatır, fermanda: - Sana bu fermanı veren kişiyi ne olursa olsun cezalandır, diye emir yazmaktadır. Adam ısrarla kendisi olmadığını söylese de karşısındakini ikna edemez ve cezaya mahkûm edilir. Hükümdar yine âlimlerle sohbet zamanında diğer âlimi görünce şaşırır ve ona neler olduğunu sorar, onda diğer adamın fermanı götürme konusunda ısrar ettiğini söyleyince de hükümdar: - Benim nefesim kötü kokuyormuş diye sözler söylüyormuşsun doğru mu? Diye sorar, âlim böyle bir durum olmadığını söyleyince neden ağzını kapattığını sorar oda olanları anlatınca hükümdar gerçeği anlar ve: - Kötülük yapan, yaptığı kötülüğün cezasını almıştır, der.

Evet, yapılan her kötülüğün karşılığında bu kadar hızlı cezalandırıldığını görmesek de, biliriz ki her kötülük bir gün mutlaka cezasını çekecektir. Zulüm hiçbir zaman kimsenin yanında kalmaz ve boşuna denilmez ne ekersen onu biçersin diye. Kimse “yaptım yanıma kar kaldı” demesin, bugün olmasa bir gün mutlaka o yapılanın karşılığı muhakkak alınacaktır. Kimse birisi hakkında kötü sözler söyleyip ve dahi ona iftiralar atıp, kendini akladığını da sanmasın çünkü karşısındakini kandırabilir belki hatta söyledikleri yalan olsa bile kendisi bile inanabilir ama Allah'ı nasıl kandıracaksın? Olmayanı olmuş gibi söyleyerek ne zamana kadar hesap vermeden durabileceksin. Allah mühlet verir ama yapılanları ve söylenenleri hiçbir zaman cezasız bırakmaz. Ve eninde sonunda yüce adalet huzurunda her söylediğinin karşılığını kendi dilinle kendin istersin. O gün geldiğinde asla inkâr edemez ve o zamanda yeminler ederek yalanlar söyleyemezsin. Bunu hepimiz çok iyi bildiğimiz halde neden hala kendi çıkarlarımız için yalanlar söylemeye hatta kendimizi masum çıkarmak için masumlara çamur atmaya iftiralar atmaya devam ediyoruz. Çünkü dilen tasdik ettiğimiz dinimizi kalben tasdik etmiyoruz. En başta yanlışımız budur ve bu yüzden yalan yere gözyaşı dökmekten yalan yere sözler söylemekten ve yalanlarla başkalarını kabahatli göstermekten asla çekinmiyoruz. Dediğim gibi karşımızdakini inandırabiliriz ama istediğimiz kadar yemin etsek de Allah'ı nasıl kandırabileceğiz. Kalbimizden geçenlerden, saklı tuttuğumuz gerçeklerden haberdar olan Allah'ı neyle kandırıp ikna edebileceğiz? Bizler sözlerimizle aslında kendi sonumuzu ve yukarıdaki kendi tuzağımızı hazırlıyoruz. Kötülük eden, yaptığı kötülüğün karşılığını yine kendi elleriyle muhakkak alır. Ne ekersek onu biçeriz, ne edersek elimizle o gelir bizimle. Ettiğin her iftira, söylediğin her kötü söz senin aleyhinde şahitlik yapar unutma.

SON 5 YAZISI

Hayırlı Olsun

01 Nisan 2024 14:11

OKU

Ya Onlar Olsaydı !

25 Mart 2024 12:36

OKU

Allahü Teala Bizi Her An Görüyor

18 Mart 2024 11:15

OKU

Kirlenmemek İçin...

06 Mart 2024 16:05

OKU

Minnettarız...

23 Şubat 2024 14:01

OKU