KORKU ve TEVAZU

TÜM YAZILARI SON GÜNCELLEME: 04 Ocak 2024 16:00

Dervişin biri dağa çıkar ve orada ibadete adar kendini, bir gece rüyasında; filan ayakkabıcıya git ve sana dua etmesini iste, diye görür. Dağdan iner ve kasabaya gidip ayakkabıcıyı bulur. Yanına vardıktan sonra ne yaptığını gününü nasıl geçirdiğini sorar. Ayakkabıcıda; gündüzleri oruç tutup işini yaptığını kazandığı paranın bir kısmıyla ailesini geçindirdiğini bir kısmıyla da tasadduk yaptığını söyler. Bunun üzerine derviş, dağda kendisini ibadete vermenin daha makul olacağını düşünür ve yine dağa çıkar yine bir gece rüyasında: Git ona yüzünün neden sarardığını sor? Diye söylendiğini görür ve oda yine kalkar ayakkabıcının yanına varır. Ayakkabıcıya yüzün neden sararmış diye sorar, oda kendisine: “yolda geçen her gördüğüme bu kurtulacak ama ben helak olacağım der kendi halimden korkarım, yüzümün sararması bu korkudandır.” Der derviş anlar ki bu korku ve tevazuuyla ayakkabıcının üstünlük kazandığını anlar. Evet, tevazu göstermek sonumuz ne olacak demek gerekir etrafına bakındığında, ne giyinmiş, nereden nasıl kazanmış, evi varmış, arabası varmış, maaşı da yüksekmiş, gibi, gibi sözler söyleyen şimdi ki zaman insanları acaba o kurtulacak ve ben helak olacağım diye cümle kuruyor mu? Ya da insanların nerede ne yediğini kimle ne yaptığını bırakıp da bu mümin kardeşim belki benden daha üstün bir ibadetle kurtulacak ve imanıyla huzura varacakken ben nasıl olacağım acaba helak olmaktan, imansız bir şekilde huzura varmaktan nasıl kurtulurum diye hiç düşünüyor muyuz? Hayır, düşünsek şuan ki durumlar bunlar olmaz diye içimizden geçiriyoruz öyle değil mi? Evet, mümin bir kişi nasıl olmalı, ne düşünmeli, nasıl ibadet etmeli? Kıssada geçen derviş dağa çıkıyor bütün gününü sadece ibadetle geçiriyor ama kasaba kendi halinde ailesini geçindirmek için çalışan ve sadece derinden duyduğu korku ve tevazuuyla ondan üstün oluyor. İbadetten elbette önemli lakin ondan önce gönülde tuttuklarımız daha önemli sen secdeye varırken yüreğinde hangi duyguyla eğiliyorsun, Rabbine dua ederken aklında aynı zamanda ne geçiyor. Canı gönülden, yüzünün sararmasına sebep olacak seviyede korku ve endişe duyabiliyor musun? Ya da ahiretle mahşer günüyle ilgili bir ayet duyduğunda korkudan bayılıyor musun? Hayır, sadece dinleyip geçiyoruz hepimiz, kalplerimiz ne yazık ki kir içinde ve biz o kirin içinde Rabbimizi anmaya O'nu orada misafir etmeye çalışıyoruz. Kim dağınık ve kir içinde bir evde misafir ağırlar, kimse ama farkında olmadan bunu yapıyoruz. Tevazudan, endişe ve güzel ahlaktan uzak bir İslam yaşıyoruz ve bu yaşadığımız İslam'dan da öyle eminiz ki kibirle dolaşıp yetmiyormuş gibi bir de etrafımızda olanları giyimiyle, yediğiyle, konuşmasıyla, her haliyle eleştirmekten de çekinmiyoruz. Gıybetten, dedikodudan fırsat buldukça da ibadete vakit ayırıyor, o kirli kalplerimize Yüce Yaratan en güzel isimlerin sahibi Allah'ı koymaya çalışıyoruz ki onu da gerçekten yapmak istediğimiz de şüphe uyandırıyor. Evet, dağa çıkmaya ve bütün günü ibadetle geçirmeye gerek yok, biraz tevazu göstersek biraz halimizden endişe duysak da ahireti kazanmak için ve dahi üstün olmak için yeterlidir aslında.

SON 5 YAZISI

Hayırlı Olsun

01 Nisan 2024 14:11

OKU

Ya Onlar Olsaydı !

25 Mart 2024 12:36

OKU

Allahü Teala Bizi Her An Görüyor

18 Mart 2024 11:15

OKU

Kirlenmemek İçin...

06 Mart 2024 16:05

OKU

Minnettarız...

23 Şubat 2024 14:01

OKU