Bir Kaç Konuda Toplumsal Sorunlarımız - LEYLA YILDIRIM ÖZDEMİR

Bir Kaç Konuda Toplumsal Sorunlarımız


Son 15 yılda yaşadığımız zaman diliminde birçok şeyin değişime uğradığını görmekteyiz ve bizde yaşıyoruz. Her insana dokunsan bin ah işitirsin tabiki bu başkalarını eleştirme babında ön sıralarda, gelir. Âmâ kişi kendini bunun dışında görerek hep sorunu bir başkasında arar. Ah şu cağ, vah bu zaman, yalan dünya veya bu dünyanın çivisi çıkmış vb. tarzında eleştirilerimizi sıralar dururuz. Kişi yaşadığı zamanda ve yörede orayı imarda eder,tarumarda.

Eğer çocuk ve gençlik ve gidişat konu olsa. Derdin bini bin para ama demeyiz. Biz bu zaman diliminde ne yaptık. Kendi çocuklarımız ve gençlerimizle ne kadar ilgilendik, alakadar olduk. Sorunlarını dinledik. Sorunlarını cağın gereksinimine göre mi cevaplandırdık. Sevgi ve şefkatimizi bunlar üzerinde ne kadar hissettirdik.

Çocuğumuza bakmak karnını doyurmakla mı oluyor. Çağ değişiyor. Zaman değişiyor. Algılar ve hisler değişiyor, alışkanlıklar değişiyor. Biz bu kulvarda nasıl şekileniyoruz.ve nasıl ayak uyduruyoruz. Eğer bizde bunlarla kendi benliğimizi ve şahsiyetimizi kaybedersek, rüzgarın önünde durmayan çalı çöp gibi bir oyana, bir bu yana savruluyor sak. Sorunun temel kaynağı bizdedir. kalite, eğitim, şahsiyet, ahlak, görgü Kuraları evrenseldir. Zamana göre değişmez. En büyük etkili eğitim. Söylemlerimizden çok davranış ve hareketler imizdir. Bir kişi ne kadar eğitim ve ahlaklı ise geliştireceğimiz. Nesillerde o yönde olması kaçınılmazdır.

Bir devletin ve toplumun güçlü olması aile bireylerinin yetiştirilmesi ve saygınlığından ileri gelir. Burda şu iki temel konuya değinmek istiyorum. Fertlerin ve ailenin aynı zamanda toplumun yetiştirilmesinde en büyük pay devlete düşer. Bir devlet toplumuna ve vatandaşına eğitim konusunda ne kadar duyarlıdır.

Bir devlet düşünün bütün sosyal ve sanal alemde hoyratça yayınlar yapan dizilerde tutun reklamlarına ve çizgi filmine kadar. Hiç ahlak Kuraları tanımayan yayınlar yapanlara sesini çıkartmayacak, çalışmadan para kazanacak. Tüketimde ve savurganlıktan sinir tanımayanımi dersin o dizilerde anne, baba büyük, küçük karakterlere saygısızlık Yalan mı dersin eşlerin bir birine ihanetimi dersin edepsizliğin ve ahlaksızlığın sınır tanımayışınımi dersin içkinin, kumarın, silahın, şiddetin, sınırın anlayışsızlığın sınırlanmadığı programların reyting yarışına girmesini devlet görmüyor mu? Sanıyoruz bunlara karşı en ufak bir rütuk cezası bile görmedik. Toplumda yaşayanlara aile içi şiddet ve sokak ortasında toplumu özendirici racon kesme, kuytu köşelerde madde bağımlılığının yaşanması neyin sebebi ve sonucudur?

Aslına bakarsanız tv programlarında ki dizilere gerek yok toplumun her alanı dizilerdeki yerini almış bu yüzden devletimizin bunlar için bir düzenleme yapması gerekiyor. gerek, tarihimize, gerek kültürümüze ve gelenek ve göreneklerimize bağlılıkla alakalı ne gibi projeleri vardır. Varda biz mi görmüyoruz. Aileye gelirsek toplumun geleceği ailede yetişen gençliğin en büyük kazanımı ailede verilen eğitimde başlar. Önce sevgi sonra ahlak ile yola çıkarsak güzel bir toplumu inşa ederiz ve geç kalmamak ve değerlerimize sahip çıkmak bizim temel taşımızdır. Tüm okuyucularımıza selam ve sevgiler…

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
05Nis

Biraz Sesli Düşündüm-1-

10May

Ramazan Ayı, Ramazan

19Mar

İnsanlık  Nerde ?

15Şub
01Şub