Çanakkale’yi geçemeyen düşmanlarımız, 1932 yılında Cumhuriyet gazetesinin düzenlediği Türkiye Güzellik Kraliçesi Yarışması'nda birinci seçilerek Türkiye'yi Dünya Güzellik Yarışması'nda temsil eden Keriman Halis’i dünya güzeli seçtirerek aslında bize ilk darbeyi de vuruyordu. O zaman 250 bin şehit vererek savunduğumuz Vatanımıza bugün farklı yerlerden gedik açıldığının bilmem farkında mıyız? Televizyon dizilerinin konusu; baldız enişte, yenge yeğen aşk ilişkilerinden ibaret değil mi? Kim kiminle nerede diye dört gözle seyrettirilen magazin programları bizim aile bağlarımıza indirilen en büyük darbe değil mi? RTÜK ne yapıyor? Para ve kapatma cezası veriyor. Ya milletimize verilen ahlaki çöküntü. Sayın RTÜK yetkilileri bununda bir karşılığı var mı? Saygısız ve sevgisiz bir toplum yetişiyor, bilmem ne kadarımız farkında! Ailede herkesin odasına çekildiği, sofrada bile bir araya gelemediğimiz, bir arada olsak ta akıllı telefonlardan gözümüzü ayıramadığımızdan hayatı bile bireysel yaşıyoruz.
Depremlerin, tsunamilerin, sel taşkınlarının, heyelanların, salgın hastalıkların bile terbiye etmekte zorlandığı bir nesil olduk maalesef. Dere yatağına ev yapmazsak sel ve heyelandan, maske ile dolaşırsak salgın hastalıklardan kurtulacağımızı mı sanıyorsunuz? Yüce Yaratan Kuranı Kerimde Nisa Suresi 78 ayette mealen; (Nerede olursanız olun ölüm sizi yakalar; sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile! Kendilerine bir iyilik dokunsa “Bu Allah’tan” derler, başlarına bir kötülük gelince de “Bu senden” derler. “Hepsi Allah’tandır” de. Ne oldu bu topluluğa ki bir türlü söyleneni anlayamıyorlar!) diye buyurmaktadır. Biz bu uyarıların bizi yaratan Yüce Allah’tan olduğunu ne zaman idrak edeceğiz? Çok akıllıyız ya!
Batıda ne varsa bizde de var. Cinsiyet fark etmeksizin yapılan tecavüzler, kadın çocuk cinayetleri, cinsiyet değiştirmeler, hatta yapılan estetikler bile Allah’a karşı gelmekle bir değil midir? Lut (AS) kavminde olanlar bizde yok mu? Ala’sı var. Öyleyse!
Yolda vermiş olduğunuz selamın karşılıksız kaldığı, büyüğün sus küçüğün söz sahibi olduğu, haklının değil de güçlünün haklı olduğu, insanların sana hak verip de karşında durduğu, yandaşın yoldaşın hüküm sürdüğü, soysuzun itibarlaştırıldığı, kişisel menfaatin dostluğu, arkadaşlığı bitirdiği, vefanın ise unutulduğu günleri yaşıyoruz.
Yüce Türk Milleti! Bu oyunu bozmak Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!”. Yeter ki kim olduğunu bil.
Bu akşam hep birlikte en büyüğünden sofralar kurulsun, sus küçüğün söz büyüğün olsun, her şeyin birgün edeceği ‘aslına rücu’ gelin bugün olsun. Asil Türk evladı! Senin bu alemde eşin benzerin yok. Ümmeti Müslüman bile senden medet umarken, Ya Sen! Türklüğünle öğün ‘Ne Mutlu ki Türk’üm’ deki düşmanların ürksün. Çünkü sen Türk oğlu Türk’sün.
Üzerimize oynanan oyunları çözerek kendimize gelebilmemiz dileğiyle…
