Ürpertiler içinde ters çevrilmiş on ok
İki yayla gövdeye bağlanmış yaramaz kollar.
İnciler dağıtan bir ovadan nasipsiz kalkan
Eceli gelmiş tavuk tilki inine follar.
Zaman geçse de içi boş bir çuvalda
Bütün ısmarlarını karabenizli bir ulağa yollar.
Dehşet kaplar bir derede aksini gören narsisti
Narsist cüzzamlı ellerini ilk sevdiğine dolar.
Kim demiş, dost için çiğ tavuk yenir
Tavuk hazineden ise ilk tüylerini veznedar yolar.
İnsan ilk neşeyle başlar hayat denen cılgaya
Toplum denen susuz bahçede erkenden solar.
Bir bir biriktirir ümitli düşünceleri koynunda
Beyazdan başlar hayatlar, hemen sarıya çalar.
Emindir kendinden göğe bakan saksağan
Yere düşse bir damla bengisu ilk ona dalar.
Yalnız yürünür göğe giden küçük cılgada
Korkaklar şürekanın peşkirlerini yalar.
Karanlık olsa da bir sevincin ince yolu
Sevinç varsa ufukta deniz feneri olur kayalar.
Korkusuzdur gerçeğin yılmaz yağız yolcuları
Yolda mermer görse hakikatle mayalar.
Önce sevgi, önce aşk ve önce cesaret
Sonra güzel insanlara asfalt olur himalayalar.
Cılgaları aşkla arşınlamak göğe açılan kapı
Uçmak en kolay hal, perdeyi kaldırın yayalar.